“Infiniti baştasarımcısı Alfonso Albaisa ile Detroit sohbetimiz, aslında lüks trendinin sportifliğe doğru değiştiğini özetliyordu.”
Detroit’te her yeni model yılının adeta bir açılışı olarak düzenlenen North American International Auto Show, bu yıl da yeniden yükselişe geçen Amerikan markaları ve dünyanın bu en güçlü pazarına “elleri boş” gelmemiş Alman ve Japon markalarının boy ölçüşmesine sahne oldu.
Sportif tasarımın yeniden moda olmasıyla, artık en sade aile modellerinin bile sanki “tuning”çilerin elinden çıkmış en sportif modifikasyonlarla sergilenmesine şahit olduk.
Premium Japonlardan Infiniti’nin yeni Q50 modelinin Eau Rouge isimli sportif varyasyon fikri de, bu yeni sportif aile otomobili trendine çok iyi bir örnekti.
Alfonso Albaisa, bu lüks performans sedanı düşüncesinin, müşterilerden gelen talebe göre geliştirildiğini anlatıyordu. Daha alçak, daha geniş ve tüm ayrıntılarında kaslı duran bu modern aile otomobilinin sportif şekli için, Infiniti Başkanı Johan De Nysschen de, “bu versiyonun üretilmesi konusunda ısrarcıyım, sadece sahip olacağı teknik özelliklerde son ütüdeyiz!” diyerek espirili bir cevap veriyordu, sohbetimiz sırasında…
500’den fazla beygir gücüne ya kendi V8’leriyle ya da yepyeni bir çok turbolu V6 ile ulaşacaklarını belirten Infiniti yöneticileri, 25 yaşındaki Infiniti’nin artık sadece Nissan’ın bir lüks markası olmayacağını ve sportif premiumlar arasında da en iddialı özgün seçeneklerden biri olacağının altını çiziyorlardı.
2013 yılında 125 bin adet satılan Infiniti’nin 2020 yılı için yarım milyon adetlik bir hedefi var.
Kızıl Su, anlamındaki Eau Rouge, Formula 1’in en hızlı yarışlarından Spa-Francorchamps içindeki en ünlü virajın ismi… Bizim İstanbul Park’ta da benzer sert iniş ve çıkışın bulunduğu bu virajın heyecanını bu yeni tasarım karakteriyle vurgulamak istemiş olan Alfonso Albaisa, Infiniti markasanın Formula 1 sponsorluğunun da ilk kez bir modele tam olarak yansıtıldığını da belirtiyordu.
Aslında gümüş renkli olan boyasının üstündeki önce vernik ve sonra da cila metodlarıyla, Q50 Eau Rouge’un rengi, ismine yakışır bir tona getirilmiş. 800 Nm’den yüksek torka sahip olacak bu Formula 1 araçlarının aerodinamik parçalarıyla süslenmiş, fakat teknik olarak da fonksiyonel sportif gövde parçalarına sahip olan Q50 için Albaisa “boğa gibi kaslı” derken, Red Bull takımının logosunun da boğa olduğu aklımıza geliyor!.. Oysa, geçmişteki sportif Infiniti’ler “çıta”lara benzetilirdi…
Nissan GT-R tarzı kaput üstü hava girişleri, agresif şekilli fiber tamponları, 20 mm daha geniş çamurlukları ve 21 inçlik jantlarıyla bir süper sedan olma yoluna çıkan Q50, rakip olarak BMW M5 ve Mercedes-Benz E63 AMG’yi görüyor!.. Infiniti’nin mantra’sının artık yüksek bir yarışçı platform olduğu ve markanın seviyesinin daha da yükseldiği vurgulanmak isteniyor. Yani, Infini artık tam sportif otomobillerin üreticisi olma kararı vermiş, görünüyor!..
Seramik egzost sistemi, yan altlardaki sıcak hava çıkışları ve çok daha gösterişli bir arka yapıyla Alfonso Albaisa, bu model ile sportifliğe gerçek bir giriş yapacaklarını anlatıyordu. Sadece Formula 1 ruhunun değil, gerçek sportifliğinin yaşanacağını Infiniti’ler, geliyor, diyordu!..
Infiniti bile karakterini artık bu “yarış performansı”na doğru değiştirmeye başlıyorsa, Alman premium’ların neden AMG, M veya RS’lere bu kadar önem verdiğini daha iyi anlıyoruz.
Kısaca; lüks segment otomobillerde artık sadece materyal ve konforun yeterli olmadığı, tasarım ve teknikte sportifliğin de gerekli olduğu, çoklu örnekleme ile bundan böyle kabul etmemiz gereken bir trend!..
*Automotive Insider, Auto Show, 20 Ocak 2014
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.