“Otomobil piramidi diye bir şey varsa, yeni Phantom onun zirvesinde duruyor!.. Ve yeni nesil Phantom ile, otomobil kavramının konfor ve bireysel zevkler konusunda nasıl abartılabileceği gösteriliyor!..”
Rolls-Royce Phantom, 1925 yılından bugüne 8’inci nesliyle dünya otomobillerinin referans sınıfını temsil ediyor… G-segmenti, otomobil piramidinin zirvesi, en büyük ve en lüks otomobillerin klasmanı yani ultra lüks… Sadece otomobil olarak değil, tekerlekler üstünde bir sanat eseri, el becerisi ve ustalığın otomotivdeki en iyi şekli…
Fakat, lüks nedir?.. Neye göre, kime göre; sorularının cevaplarını bulmaya çalıştığımızda, Rolls-Royce ve onun en üst modeli yeni Phantom’u anlamaya başlayabiliriz. Lüks, yaşam biçiminde kendini gösteren, aşırı gösterişli demek olsa da; lüks aslında çok yüksek nitelikli işçilik, çok zor bulunan en iyi materyal, en iyi konfor ve çok az bulunabilme olarak açıklanmalı!.. Yani, bir şeyin sadece yüksek fiyatlı olması, çok pahalı olması, lüksü lüks yapmıyor!.. Yıllar geçse bile, demode olmayan, nesiller boyu ilk günkü kaliteli algı ve yüksek imajını koruyabilen, lüks olabiliyor… Sizin stilinizi de yansıtması gerekiyor… Yani, elit yaşamın kullanılan eşya ve araçlara belirgin şekilde yansıması, lüks olmalı… Mücevher, kol saati, aksesuar, mobilya… Lüksü, kişilerin kendisi belirlemeli!..
O sebeple de Rolls-Royce, kişilerin kendi zevklerine göre özel siparişle otomobillerini hazırlıyor ve üretiyor. O yüksek seviyede yaşayanların, hayat tarzlarına en uygun otomobilleri ortaya çıkarıyor. Adeta, dertsiz, tasasız bir yaşamı, tekerlekler üzerine taşıyor!..
Bir Rolls-Royce Phantom’u hareket ettirmek, içinde yolculuk yapmak, bizler için başlı başına bir tecrübe. Sanki, bir sarayda yaşamak… Güneşli St. Barth adasındaki özel villanızın önündeki beyaz kumlar üzerinden masmavi sıcak sulara doğru yürürken, önününüze halı serilmesi ve yanınızdaki uşağın bir şemsiye ile sizi gölgede tutması gibi… Aracı kullanmak için çaba göstermek bir yana, adeta asfalt üzerinde sessizce süzülmenizden bahsetmek istiyorum…
Rolls-Royce Phantom, tam 93 yıldır, otomobil kavramına lüks sıfatını kazandırdı.
Bunun karşılığında da ne bir sürüş modu, ne bir vites, sizi uğraştıracak hiç bir ekipmanı olmayan, sadece direksiyon ve gaz pedalı hariç, diğer kalan herşeyi kendisi kusursuzca yapan bir otomobili anlatmamız gerekiyor!..
İnce bir zarif direksiyon simidi, devir göstergesi yerine klasik “power reserve” yani sahip olduğunuz gücün ne kadarını kullandığınızı gösteren bir ibre, gaz pedalıyla canlandırdığınız 6.75 litrelik devasa Bi-Turbo V12 motor ve 571 beygir gücü ile 900 Nm’lik maksimum tork, 2.6 tonluk ağırlığını hareket ettiren 8 ileri tam otomatik şanzımanıyla arkadan itiş mekaniğine rağmen tümüyle sessiz bir sürüş!.. Hatta 5.3 saniyede 100 km/h hıza tırmanma ve sonrasında 250 km/h’lik maksimum hıza ulaşma!.. Gelin de, bu cüssenin ne kadar dinamik ve nasıl çevik tepki verebiliyor olmasına hayran kalmayın!..
Budapeşte yakınlarındaki bir golf kulübüne doğru ilerlerken 5.76 metrelik uzunluğa sahip bu normal dingil mesafeli yeni Phantom’un, 20 cm daha uzun olan “long” halinin trafik içinde nasıl daha fazla yer kaplayacağını aklımızdan geçiriyorduk. Minimum fiyatı Avrupa’da 446 bin 250 Euro olan yeni Phantom’un uzun dingil mesafeli şeklinin en az 535 bin 500 Euro olacağı söylendi… Yani standart tercihlerle, abartmadan oluşturulacak bir kabin içi ve dış renk seçimleriyle, giriş şekli… Türkiye fiyatı için değil, bu aracı kendinize göre nasıl şekillendirebileceğinizi konuşmak için markayı Türkiye’ye getiren Hilal Aysal’a başvurmalısınız. Fakat bu kadar büyük bir bütçeye sahipseniz, gündelik kullanımda direksiyonu özel şoförünüze bırakmanız ve Phantom’un asıl arka koltuğunun keyfini yaşamanız gerekiyor… Arka koltuklardan da navigasyon hedefinizi siz belirleyebiliyor ve şoförünüzden sadece aracı yönlendirmesini ve hareket ettirmesini rica ediyorsunuz. Sanki, özel pilotunuzun olduğu bir otonom sürüş!.. Fakat, Phantom kullanma keyfini kimselere vermem diyorsanız, orta kol dayanağından açılan bir tekerlekli kumanda ile aracın tüm yön ve iletişim ayarlarını yapabiliyorsunuz…
Arka aksı manevralarda farklı, hızlı virajlarda farklı açı alan yeni Phantom’u adeta siz kullanmıyorsunuz, o sizi götürüyor!.. Araca binerken kapıların küçük bir tuş ile elektrikli olarak kapanmasıyla “sihir” başlıyor. O büyük ve ağır kapının yumuşak bir hareketle yerine oturmasıyla dış dünya ile ilişkiniz de kapanıyor. Kendi sesiniz dışında başka bir gürültü kalmıyor; ne dev V12’nin homurtusu, ne 22 inçlik dev tekerleklerin yuvarlanma sesi, ne de hızla birlikte rüzgar türbülansının gürültüsü, hatta 140 km/h hızlara çıktığınızda bile, ağır sessizlik devam ediyor… Sadece gürültü izolasyonu için kullanılmış 130 kilogramlık ek malzemenin yarattığı bu “izole” ortam, tek kelime ile inanılmaz!..
2018 mm genişlik ve 1646 mm yüksekliğine rağmen büyük bir ev fiyatına satılan böyle bir otomobilden de, beklenen bu sessizlik, değil mi?..
6 milimetre kalınlığında camları, aralarında özel bir folyonun olduğu 2.7’şer milimetrelik iki kalın camdan oluşan üç kat ile bu sessizlik izolasyonunun ilk adımı atılmış. İkinci olarak da özel sessiz karakterli lastiklerin içine özel bir köpük sıkılarak gürültü çıkışı minimize edilmiş.
Rolls-Royce’un “Architecture of Luxury’ denilen yeni yapısal formülüne konulmuş olan aluminyum ile gövdenin torsiyonel rijjiditesinde yüzde 30’luk bir iyileştirmeye ulaşılmış ve böylece olası trim sesleri çok ciddi şekilde ötelenmiş. Şasi ve gövde birleşim noktalarında, şanzıman bağlantılarında güçlendirme, önceki Phantom 7’ye göre yüzde 100 arttırılmış.
Bu arada Rolls-Royce BMW Grubu’nun çatısı altında olmasına rağmen, BMW 7 Serisi’nin platformunu kullanıp geliştirmek yerine, yeni Phantom için tümüyle kendisine ait bir alt yapı kullanarak, otomotivin volüm üreticilerinin ortak mimari ve parça kullanımı adetlerini de bozuyor!.. Bu aslında çok pahalı bir yaklaşım… Ekonomik modellere uymayan bir üretim mantığı… Fakat, Rolls-Royce’un özgünlüğü için de çok gerekli, demek zorundayız.
BMW’nin 7 Serisi’nin CLAR denilen mimarisiyle benzer yegane özellik, tekerlek rulmanı imiş!..
Arada belirtmeden geçmeyelim; yeni Phantom’un bu kendilerine ait platformu ile gelecekte çıkacak yeni modellerde de kullanılmaya devam edecek… Hatta, önümüzdeki yaz aylarında lansmanı yapılacak markanın ilk SUV modeli olacak olan Cullinan da bu alt yapı üzerinde hazırlanıyor.
Kabin içindeki konforu anlatmaya devam edersek, koza formundaki kalın koltukların neredeyse yatay duruma doğru ayarlanabilmesi, elektrikli masaj özellikleri, yastık gibi yan ve bel desteklerinin ciddi şekilde sertleşebilmesi, kadife zeminin açı alarak ayaklarınızın en rahat şekilde dinlendirilebilmesi, tarifi çok zor bir konfor yaşatıyor. Ön koltukların arkasından elektrikli kumanda ile açılan piknik masalarının üstündeki 12 inçlik büyük HD ekranlardan tüm bilgi ve eğlence sistemleri, tavandan açılan ve C sütunundaki makyaj aynaları, arka koltuklar için tümüyle ayrı kırmızı mavi şeritli manuel klima düğmeleri… Arka koltukların ortasından bagaja doğru açılan küçük buzdolabı ve içindeki kristal kadehler de başka keyiflerin başlangıcı olabilir…
Diğer yanda Rolls-Royce’in tüm konfor anlayışına uygun fakat en modern teknoloji ile ön kameralar yardımıyla üzerinden geçilecek zemine en uygun yumuşaklığı sağlayacak havalı suspansiyon sistemiyle, adeta yoldaki tüm pürüzleri hissetmeden geçip gitmenin, yüzünüze en büyük tebessümü vereceği de kesin!..
Rolls-Royce’ün tüm kabin içindeki döşemeler, kaplamalar, tümüyle zanaatkarların elinden çıkmış. Alplerde yetişmiş boğaların hatasız çatlaksız derileri, kullandığımız Phantom’daki gibi kalın maun ahşap, ön konsolda boylu boyuna uzanan kristal cam ardında aşağı doğru kaybolan bilgi ekranını da saklayan, tavus kuşu tüyleri veya çok değerli porselen ya da altın biblolar gibi küçük sanat eserlerini ve sürekli görmek istediğiniz çok özel hatıralarınızı koydurabileceğiniz The Gallery adı verilen özel bölme, yani müşterilerin isteyebilecekleri herşeyle donatabileceğiniz bir “loft” kabin içi… Sınır yok!..
Sadece aracı aracı sipariş ettikten sonra, isteklerizle hazırlanabilmesi için gereken bekleme süresi!.. Rolls-Royce, normal giriş versiyonları için 3, çok özel isteklerle donanacak Pahtom’lar için 6 aya kadar bekleme süresi tavsiye ediyor. Hele 1.344 noktalı ışık diyotlu yıldız tavanı isterseniz ve bunun doğum tarihinizdeki yıldız haritasıyla şekillenmesini isterseniz, aracınızın üretilmesini 6 hafta daha uzatacağınızı bilmeniz gerek!.. The Gallery bölmesine gençlik gitarlarının parçalarını ya da küçük aile heykelciklerinin konulması için sipariş verenlerin olduğunu söylüyor, Rolls-Royce yöneticileri…
Yeni Phantom’u kimler alacak, isimleri açıklanmıyor, fakat ilk yeni Pantom’un önümüzdeki yaz aylarında İstanbul caddelerinde görüneceğini biliyoruz. Diğer yanda Türkiye’den Rolls-Royce’un üretim merkezi Goodwood’a tümüyle özgün tasarımlarla 4 adet daha sipariş edildiği fısıldanıyor. En “giriş” yani özel istek donanımının olmadığı şeklinde bile Türkiye fiyatının 1 Milyon 406 Bin Euro olan bu “otomobil piramidinin zirvesindeki otomobil”i anlatmak için kelimeler gerçekten çok az geliyor!..
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.