“Gelecek nesiller, acaba E-Type Coupe’yi mi, yoksa Jaguar F-TYPE R Coupé’yi mi hatırlayacaklar?.. İşte, bu süper İngiliz ile, dağ virajları ve yarış pisti üstünde yaşadığımız adrenalin dolu günler...”
Dinamik ve sportif, üstelik başka hiçbir diğer Jaguar’da olmadığı kadar!.. Kraliçe Elisabeth, Prens Charles ve William’ın hanedanlık armalarıyla damgalanmış Jaguar, nihayet kraliyeti yeniden gülümsetecek bir genç şövalye “yetiştirdi”!..
Jaguar mühendisleri, müthiş bir plan yaparak, hem üstü açık hem de Coupe formundaki F-TYPE’ı aynı anda geliştirmeye başlamışlardı… Önce biraz daha pahalı “üstsüz” halini ortaya çıkarıp, ilgiyi maksimuma getirmişler, üstüne de tam bir yıl sonra, bir yumruk gibi, biraz daha düşük fiyatlı torsiyonel rijiditesi derecede 33.000 Nm ölçülmüş, Jaguar’ın bugüne kadar ürettiği en rijid otomobili, yeni Coupe’yi üretmeye başlamışlar!.. Üstelik F-TYPE Roadster’a göre iki misli dayanıklılığa da 550 beygir gücündeki V8 motorlarını rahat rahat koyabilmişler…
F-TYPE R Coupe, çok daha kullanışlı, üstelik, Porsche Boxster ve Cayman gibi kafa karıştırmadan, Roadster şeklinden sadece tavan farkıyla “Coupe” ünvanlı…
İngiliz markanın yükselen satışlarla büyüyen karlılığı ve genişleyen Ar-Ge bütçesi sayesinde, tüm modellerine getirdiği yeniliklerin yanında, bir de adrenalin meraklıları için yeni bir oyuncağı olması gerekiyordu… Yeni Roadster, ne kadar seksi, güzel, ilginç ve sosyetik ise, asıl gerçek hız, yarış, güç ve adrenalin tutkunları için çok daha erkeksi bir yeni Coupe olmalıydı… Yani Jaguar’ın asıl kimliğini taşıyacak bir “vahşi kedi”…
Barcelona’dan özel bir uçakla geldiğimiz İspanya’nın en tenha yollarına sahip Aragon bölgesi ve Moto GP yarışlarıyla ünlü Alcaniz’e çok yakın Avrupa’nın en modern üç yarış pistinten biri olan MotorLand’a kadar ardı arkası kesilmeyen virajlı yollarda önce F-TYPE Coupe’nin “ne menem” bir spor otomobil olduğunu anlamaya çalıştık… Kapı kilidini uzaktan kumanda ile açtığınızda dışarı açılan ve hareket ettikten sonra yerlerine gömülen kapı kollarının ardından, motor gürlemeleri, hassas direksiyon, kesintisiz güç ve sağlam frenlerle başbaşa kalıyorsunuz!..
Notlarımıza sadece “kopmuyor… gücü bitmiyor… kontrollü…” yazabildik…
F-Type R Coupe’nin en büyük sırrı, gövdesi… Tek parçalı olarak “basılmış” en güçlü AC600 aluminyumundan oluşan yan gövdesi, otomotiv endüstrisinin ulaştığı en yüksek soğuk-şekillendirme tekniğine sahip!.. Çok sayıda panel ve kozmetik bağlantıların elimine edildiği bu bütünsel yapı, bir spor otomobilin olmazsa olmazı, burulma direncini de zirveye çıkarmış… AC600 alaşımı aluminyumunun gövde güçlendirmelerinde kullanılmasının yanında AC300 T61 denilen, bazı rakiplerinde bulunan, darbe enerjilerini de absorbe edebilen başka bir alaşım aluminyum, gövdenin diğer yerlerinde kullanılmış. Sadece, standartta olmayan fakat aynı aşırı yüksek torsiyonel rijiditede olduğu belirtilen çok koyu renkli cam tavan, farklılık yaratıyor… Neredeyse gövdesindeki metallerin yarısı geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmiş… Hatta, Jaguar, F-Type Coupe R üretimi sırasında kesilen sac parçalarını bile doğrudan geri dönüşüme gönderiyor, yüzde 80’e varan karbon dioksid emisyon çıkaran kaynaklı çelik gövdelere göre perçin ve yapıştırma kullanıyor ve nispeten yüksek tüketimine rağmen “yeşil” etiket alıyor!..
F-Type R’ın üretim süreci gerçekten çok etkileyici olsa da, hatta tüm bu tekniği tasarımının önüne geçebilse bile, bu “vahşi kedi”nin müşterilerini büyüleyecek asıl iki özelliği, tasarımı ve sürüşü olacak!.. Roadster şeklinden bile çok daha etkileyici duran dış tasarımı, kabin içinin tahmin edilenden daha rahat olması, kapı içleri ve orta konsolda, su şişeleri, telefon ve diğer eşyalar için yeterli yerinizin olması, fakat, eski E-Type 2+2 Coupe’ler gibi ikinci ve üçüncü yolcuya kasinlikle yeri olmaması dışında R performansı için gerekli olan sağ koltukta oturacak kişi için orta konsolun sağından yükselen bir tutacak olması, ilk göze çarpanlar… Yan destekleri şişebilen vücudunuza göre tam olarak ayarlayabildiğiniz Sizi sıkı sıkı saran özel deri performans koltukları ve entegre kafalıkları, tavan altında ve altı düz direksiyonda süet yüzey kaplamaları, R Coupe için özel olarak hazırlanmış…
F-Type Coupe’lerin en zayıf halinde bile 340 HP’lik 3.0 lt SuperCharger V6 bulunurken, “S” şeklinde 380 HP’den bahsedilirken, 1.577 ve 1.594 kg ağırlığındaki her ikisinin 0-100 km/h hızlanması, 5 saniyede tamamlanıyor… 1.665 kg gövde ağırlığı, kalkış Kontrol sistemi, aktif sportif egzostu, adaptif amortisörleri, çok daha büyük frenleri, özel renkli kaliperleri, frenlemede tork vektörleme bilgisayarı ile birlikte çalışan elektronik aktif diferansiyeli, dörtlü egzost çıkışı, ZF’in direksiyon altı pedallardan da kontrol edilebilen 8 ileri şanzımanı olan F-Type Coupe R, tam 4.2 saniyelik 0-100 km/h akselerasyon değerine sahip!..
300 km/h ile elektronik olarak sınırlanmış maksimum hızda sabit gitmek yerine, aslında 680 Nm’lik maksimum torkun uzun vites oranlarıyla özellikle ara hızlanmalarda keyfini çıkarmak gerektiğini düşünüyorduk… Kıvrılarak uzayan Aragon yollarında en yüksek hızlarda bile viraj çizginizi düzelten ve kafadan kaymayı fark edilir şekilde engelleyen tork vektörleme sistemiyle asıl yarış pistinin üstüne çıktığınızda, otomobili limitlerine yaklaştırdığınızda farkı anlıyorsunuz… Çok uzun olmayan fakat geniş gövdenin adeta gerçek bir pist yarışçısı kadar “katı” olduğunu yaşıyorsunuz… Motorun çığlıklar attığını duyduğunuzda ise, hem yolda hem de pistte, gaz pedalına daha da basmamak için kendinize “sakin, sakin” diyorsunuz!.. Şanzımanı kendiniz yönetmediğinizde, herşeyi otomobile bıraktığınızda, ne kadar sportif ilerlemek istiyorsanız, vitesler o kadar seri değişmeye başlıyor… Bize göre de, F-TYPE R Coupe, günümüzün en iyi şanzımanlarından birine sahip!..
Motorun kompresörü sayesinde emilen havanın sesini bile duyduğunuzu sanarken, yüksek devirle birlikte mekanik senfoni etrafınızı sarıyor ve coşuyorsunuz… Yani sürüş dinamizmiyle tam uyum sağlayan bir akustik!.. Hele ki, tek bir tuşa basarak egzostun serbestçe çıkmasına izin verirseniz, işte o zaman geçtiğiniz vadinin yamaçlarından “vahşi kedi” kükremelerinin yankıları başlıyor!..
Sürüş tarzı da, en az sesi kadar etkileyici olan F-Type Coupe R, 550 beygirinin “itiş”iyle pist üstünde ve keskin virajlarda çılgınca giderken, burulma direnci aşırı yüksek gövdesinin hissettirdiği güvenle, gaz pedalına güvenle basabilmemize fırsat veriyordu… 200 milisaniyeden daha kısa bir sürede motorun tüm gücünü arkadaki iki tekerden birine yönlendirebilen ikinci nesil iyileştirilmiş diferansiyel kilidiyle, dönüşlerde sanki bir sihirli hareketle otomobilin kopup gitmesi önleniyor!.. Ön akstaki tork vektörlemenin de bu “R” Coupe’de “yarış çizgisi”ni keskinleştirdiğine şahit olunuyor… Yani, motorun tüm gücü, sürücüye veriliyor… Amortisör ve direksiyon sertliklerinin de sürücünün istediği gibi ayarlanabilmesiyle ve “Race” modunun seçilebilmesiyle ZF şanzımanın 8 vitesi neredeyse ışık hızında değişmeye başlıyor!.. Bundan daha hassas sadece 911 Turbo S hızlanmıştım; onunda dört teker çekişi ve arka tekerlekleri direksiyona göre açı alıyordu… Fakat, aniden yavaşlamak veya durmak gerektiğinde, süper Alman kadar iyi olan bu genç İngiliz, karbon seramik frenleriyle, adeta ters “g” yedirtiyordu!..
Pist üzerinde kendi limitlerimizi aşarken duyduğumuz güven, yaşadığımız keyfi bambaşka bir boyuta taşıyordu!.. Belki de, o sebeple dünyanın her köşesinden gelmiş otomobil gazetecileri, hem dağ yollarında, hem de Aragon pisti üzerinde en küçük bir kaza yaşamadılar, yollardan çıkmadılar veya savrulma dahi tehlikeli heyecan yaşamadılar!..
Kan basıncımız zirvedeyken, aklımıza 1948’in XK120’si ve bundan önceki en saldırgan XKR-S geliyor!.. XK efsanesi artık F-TYPE olarak devam ediyor!.. Tüylerimiz diken diken olurken, 300 km/h’lik maksimum hız potansiyelini fark ediyoruz!.. 70 yıl önce bile 200 km/h hıza fırlayan Jaguar’ların bugün en çılgın Almanlarla burun buruna gitmesine şaşırmamamız gerek!.. Sadece, süper Alman ve İtalyanlara göre yüzde 30’a yakın daha ekonomik fiyat etiketine sahip olmalarına şaşırıyoruz!.. Görüntüsü ve gidişiyle nabzımıza akselerasyon yaşatan bu Jaguar sporcusunun, daha pahalı olacağını düşünmüştük… Tüm tarihi boyunca tüm sporcularını aluminyum tekniğiyle hazırlamış olan Jaguar’ın en yeni hız makinası için de tüm tecrübesiyle olabilecek en yüksek burulma direncini ortaya çıkaracağını tahmin etmek zor değildi… Şeklini beğenmediğimiz 110 km/h hızla birlikte dikiz aynanın açısını bile kapatacak kadar yükselen arka camın gerisindeki spoiler hariç, Ian Callum ve ekibinin kreatif çizgileriyle 4.470 mm uzunluk, 1.923 mm genişlik, 1.321 mm yüksekliğindeki çok kaslı fakat çok zarif form da, her göreni aşık ediyor!..
İki kişilik F-Type Coupe’nin 407 litrelik bagajı, geniş orta konsoluna rağmen çok rahat oturma alanı ve basık duruşuna rağmen kabin içinde kafanızın tavana değmediği iyi bir yükseklik… Dijital göstergeler, üst konsolun kontak çevrildiğinde yükselmesi ve cam tavanlı şeklinde özellikle arkadan bakıldığında fark edilen “rollcage” tarzı tavan hatlarının kabin içine kazandırdığı ferahlık… 5.0 litrelik motorun arka lastikleri her fırsatta yakmak istediği kuvveti, 11.1 lt/100 km’lik minimum tüketim, 259 gr/km CO2 emisyonu ve Avrupa’daki 103.800 Euro’luk fiyatıyla tam bir ukala İngiliz!..
Tüm açılardan dikkat çekici, farklı ve kaslı dış görünümü, neredeyse kusursuz tasarlanmış kabin içi, performans nicelikleri ve yol tutuş nitelikleri ile Jaguar F-TYPE R Coupe, tam bir süper otomobil!.. Kullandıkça direksiyonu daha sıkı tuttuğunuz, bağlandığınız, sürüşün bitmesini hiç istemediğiniz bir vahşi İngiliz!.. Alman Porsche, dikiz aynasına artık daha dikkatli bakmalı!..
*FAST&BOLD ve 12 Mayıs 2014 tarihli Auto Show ile de yayınlanmıştır.
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.