“Halen, "safkan" Amerikan mı?.. Yoksa, tüm dünya için biraz "yumuşadı" mı? Ford'un yeni baş tasarımcısı Moray Callum ile yeni EcoBoost Mustang’ler üzerine konuştuk…”
Moray Callum, J Mays’in emekliliğiyle birlikte 1 Ocak 2014’ten itibaren Ford Motor Company’nin tasarımdan sorumlu yeni Başkan Yardımcısı oldu… Aslında, 55 yaşındaki bu İskoç otomobil tasarımcısı, Napier Üniversitesi’nde mimarlık okuduktan sonra, Royal College of Art’ta endüstriyel tasarım master’ı yaptıktan sonra 1982 yılından itibaren otomobil çizmeye başlamış, sektörün en bilinen “çizer”lerinden biri olmuştu… Önce Chrysler, ardından PSA Peugeot Citroen, sonra Ghia’da çalışan Moray’ın ünlenmesi, Via konsepti ve Aston Martin Lagonda Vignale ile gerçekleşmişti… Bu çalışmalarından sonra, kısa bir dönem Jaguar için tasarım danışmanlığı da yapan Moray Callum, belki biliyorsunuzdur, Jaguar’ın ünlü baştasarımcısı Ian Callum’un da kardeşidir…
1995 yılında Dearborn’a Ford tasarım atölyelerine masasını taşıyan Moray Callum ile 2000 yılında Ford Taurus’u tasarladığı dönemdeki ilk söyleşimle tanışmış idim… O Taurus’un ön panjurunun sonradan Jaguar XK’da kullanıldığını da, çok sonradan yazmış idim… Fakat, Moray’ın Jaguar E-Type’tan esinlenmiş olabileceğini de belirtmiş idim… Yani ağbisi Ian Callum, Moray’ın çizgilerini kopyalamamış olabilirdi…
Moray, 2001 yılında Mazda’ya geçmeden önce Ford için Windstar, Super Duty PickUp’lar ve Excursion gibi büyük modellerin hatlarını belirledi… Japonya’da ise MX-5’in efsane tasarımcısı Tom Matano ile çalışarak, sonradan Laurens van den Acker’in pastasını yiyeceği Ibuki, Washi ve Kabura konsept araçlarının işaret ettiği gibi günümüz “akıcı” Mazda tasarımını başlattı… Örneğin; Mazda5, CX-7 ve CX-9 bire bir Callum “iş”leridir!..
2006 yılında J Mays ve Peter Horbory ile birlikte çalışmak üzere Ford’a geri döndüğünde “Red, White & Bold” tasarım stratejisini başlattı…
Şimdi ise, tüm Ford Grubu’nun tasarımdan sorumlu “patron”u oldu!..
Yani, tüm dünyadaki tasarım merkezleri artık kendisine bağlandı…
Kendi imzasındaki ilk ürün ise en yeni Mustang oldu… Üstelik yeni Ford Mustang, artık sadece safkan bir Amerikan değil, bir küresel ürün olarak ortaya çıktı… Daha küçük hacimli fakat yine güçlü motorlar ile Mustang, bir dünya spor otomobili olmalıydı…
İşte bu konu için Moray Callum’u önce Detroit’te sonra Cenevre’de yakaladık ve kendisine kıtalararası ilk sorumuzu ilettik…
Acaba bir Amerikan ürününü, küresel bir ürün haline getirmek için en çok zorlandığı başlık ne olmuştu?..
“Sınırlamalar” diyordu Callum, “Kuzey Amerika ile Avrupa arasında araçların homologe olmaları, yerel standartlara uymaları bambaşka kriterler üzerinden gerçekleşiyor… Örneğin yaya koruma kuralları benzer gibi gözükse de, ayrıntılarda önemli farklılıklar var… Yani, tasarımdan çok başka zorlukları ve farklılıkları aynı gövdenin içine yerleştirmeye çalışıyoruz… Aslında biz tüm ürünlerimizi küresel şartnameler ve beğeniler yönünde geliştiriyoruz…”
Pekala, diyerek, en çok merak ettiğimiz ikinci sorumuzu, bir İskoç tasarımcının safkan bir Amerikan otomobilini nasıl şekillendirebildiğini merak ettiğimizi, ilettik…
“20 yıldır Amerika’da yaşayan biri olarak, Amerikan stili yaşama ve Amerikan tarzına fazlasıyla uyum sağladığımı düşünüyorum… Ben artık İskoç aksanına sahip bir küresel tasarımcıyım… Yaşadığınız çevreyi simule edebilmeniz gerekiyor… Bunun için de uzun süre buralarda kalmanız yeterli!..”
Konumuz yeni Mustang olduğu için, safkan bir Amerikan’ın nasıl bir küresel otomobil yapılabildiği sorumuza geri dönüyoruz…
“Porsche 911 de bir küresel otomobil, fakat aslında tipik bir Alman değil mi?.. Mustang ise, bir gerçek Amerikan ikonu, fakat yeni Mustang hem bu otomobilin tutkunları hem de güzel bir spor otomobil olduğu için tercih edilecek! Satıcılarımıza da, yeni Mustang’i bir Amerikan çılgınlığı gibi değil, teknik ve tasarım olarak iyi bir Amerikan spor otomobili olarak tanıtın, diyoruz!.. Üstelik, Mustang’in Ford’un en güçlü ve çekici modeli olduğunu hatırlatıyoruz!..”
Değişen Mustang imajını, acaba, yeni küçük hacimli EcoBoost motorların gelmesi etkileyecek miydi?..
“Aslında hacimin biraz küçülmesi, silindir sayılarının azalması, Mustang’in veya diğer Ford’ların gücünü düşürmüyor!.. Hatta, yükseltiyor!.. 300’ün üstünde beygir gücüne ulaşmak, eskiden beri çok satılan V8 veya V6’ları gölgede bile bırakıyor… Özellikle yeni nesil müşteriler, eski nesil motorları çok fazla tercih etmiyor… EcoBoost, geleceğin sportif motorlarının sesini çıkarıyor!.. Modern zamanlar için, eski alışkanlıkları da değiştirebilmemiz gerekiyor!..”
*24 Mart 2013 tarihli Auto Show dergisi Automotive Insider sayfalarında da yer almıştır...
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.