Yerli Pirelli

“Artık Lamborghini gibi tüm SuperSport'ların standart lastiği olan Pirelli, son yıllarda her ne kadar Çin Pazarı’na konsantre olmuş olsa da, Türkiye ile olan çok eski bağlarını daha da güçlendiriyor.”

Dünya ekonomisi hızla değişiyor. Yepyeni devasa pazarların açılmasıyla tüm endüstriler, bugüne kadar hiç düşünmedikleri şekilde ürünlerini ve yapılarını değiştiriyorlar.

Özellikle Çin pazarının gücü, tüm otomotivcilerin Asya topraklarına olan yatırımları çekerken, Çin pazarının taleplerine göre ürünlerin şekil değiştirmesine bile neden oluyor.

Giovanni Battista Pirelli’nin 1872 yılında Milano’da kurduğu lastik şirketinden bu yana Pirelli, dünyanın en büyük beşinci motorlu araçlar ve bisiklet lastikleri markası oldu. 160 ülkeye dünyanın dört bir tarafına dağılmış 19 fabrikasından ürün veren Pirelli’nin 15 bine yakın bayisi bulunuyor. 

Formula 1’den Superbike gibi motorsiklet yarışlarına kadar dünyanın en hızlı mücadelelerinin tek tedarikçisi olan Pirelli, günümüzde özellikle SuperSport markalarının tercih ettiği yüksek nitelikli lastikleri üretebilen nadir markların başında geliyor. 

2005 yılına kadar kablo, enerji sistemleri ve telekomünikasyon işinde de İtalya’nın en büyüklerinden olan Pirelli, yıllar içinde otomobil lastiklerine konsantre olmayı tercih edecekti… 2017 yılında endüstriyel lastik işiyle tümüyle tüketiciye yönelik araç lastiği işini de ayıran Pirelli, artık safkan otomobil lastik üreticisi olarak logosunu bizlere çok daha fazla göstermeye başladı…

Aslında 1964 yılından bu yana gerçekleştirdiği Pirelli Takvimi fenomeni, Inter Milan, Milano Bicocca Üniversitesi, Arcimboldi Konser Salonu ve Hangar Bicocca’daki kültürel ve sosyal yaşam aktiviteleriyle de Pirelli ismini sadece lastiklerin üzerinde görmüyoruz… Eğitimden modern sanatlara, futboldan müziğe toplumla iç içe olabilmek için tüm alanlarda kreatif fikirlerini ortaya çıkaran Pirelli’yi biz otomobilciler, önce 1974 yılında rallilerin tozunu attıran çok güçlü Lancia Stratos’un üstündeki geniş tabanlı radyal lastiklerle tanımıştık… Sonra o yılların Porsche 911 Turbo’larının da lastiği olan bu özel lastiklerle birlikte Pirelli tüm dünyada bir kez daha ünlenmiş ve hatta ABD’de bile Amstrong gibi ünlü markaları satın almaya başlamıştı. Hatta 2010’larda satın aldığı Romanya Slatina ve Endonezya PT Astra lastik fabrikaları, şu anda Türkiye’deki yarım asrı aşan üretimiyle bile rekabet edebilir büyüklüklere de geldiler. 

2005 yılında devasa bir lastik fabrikası kurarak girdiği Çin Pazarı’nda ise şu anda Çinlilerle ortak 7 fabrikada Pirelli bayrağı dalgalanırken, son iki yıldır Pirelli’nin büyük hissedarı da Çinliler oldu… Fakat, icra kurulundaki Pirelli ailesi ve CEO Marco Tronchetti Provera, ChemChina’nın sahibi Ren Jianxin ile anlaşarak Pirelli’nin dünya merkezinin Milano’da kalması için ikna ederek, Pirelli’nin İtalyan kimliğiyle küresel bir oyuncu olmaya devam etmesini sağlamışlar. 

PZero, Cinturato, Winter ve Scorpion, Diablo, PZero Velo ve Cycl-e lastik modellerini artık birer marka haline de getiren Pirelli, şu anda 37 bini aşan çalışanı ve 10 Milyar Euro’yu geçen kapitaliyle kayak, hokey, yelken yarışları, ralli ve F1 gibi heryerdeki desteklerinin büyük görünümünün altının fazlasıyla dolu olduğunu da kanıtlıyor.

Premium ve prestij segment lastikler orijinal ekipman dünya lideri olan Pirelli’nin sürdürülebilir büyüme planlarında premium stratejisi önemli rol oynayacak. Pirelli’nin tüm pazarlama aksiyonlarından, dağıtım kanallarına, sosyal sorumluluk çalışmalarından Ar-Ge faaliyetlerine kadar birçok sürecinde markanın pusulası olacak. 

2017 yılında tüketici pazarında yaklaşık 5,4 milyar €’luk bir ciroya ulaşan Pirelli’nin aileden gelen ve Çin’e satış prosedürünü yöneten Alberto Pirelli ile Milano’da buluşmuş ve kendisinden Pirelli&C. S.p.A’nın altında gizlenen bilgileri rica etmiştik… 

MEAI yani Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Bölgesi'nden Sorumlu Başkan Yardımcısı olan Alberto Pirelli, Çin tesislerinin yönetimini de ellerinde tuttuklarını anlatırken, aslında küresel lastik işini Çinlilere öğrettiklerini anlatıyordu.

Çinliler ile işbirliğine giderken, öncelikle Pirelli’nin büyüklüğüne uygun ve uzun vadeli planlarında paralel vizyona sahip bir stratejik partner aramış olduklarını belirten Alberto Pirelli, yeni ortaklıkta tüketici lastikleri ile endüstriyel lastik işini şu anda tümüyle birbirinden bağımsız şekilde yürütebildiklerini de açıklıyordu. Böylece Pirelli’inin kapasitesini karşılayacak şekilde Çinlilerin bayi ağıyla her iki iş kolunda iki misli büyüme gerçekleştirebildiklerini de anlatıyordu. 

Türkiye’de 58 yıldır faaliyet gösteren Türk Pirelli Lastikleri’nin 90’lı yılların başında 38 yaşındayken Genel Müdürü olarak da görev yapmış olan Alberto Pirelli, “Türkiye, Güney Afrika ve Latin Amerika fabrikaları gibi orijinal bir fabrikaya sahip… Gelecekte de Türkiye’nin ürün nitelikleri ve Ar-Ge başlıklarında önemini sürdürecek… Türkiye, Pirelli yani bizler için ikinci bir ev!.. Hatta, oğlum bile Türkiye’de başarıyla görev yaptı!” diyordu… Pirelli yöneticilerinin Türkiye’nin zorlu şartlarında birikim kazanması, adeta bir gelenek oldu, diye konuşan Alberto Pirelli, Türkiye fabrikalarının yüksek nitelikli ürün çıkarmasına olan güvenlerinin ise, şu anki en zorlu yarış otomobillerine varan özel ürünlerin Türkiye’deki çalışanların ellerine verilmiş olmasıyla açıklıyor.

Kendisine “Günümüz otomotiv piyasasında karlılık büyük önem kazanırken; otomobil markaları, yüksek kaliteyi daha düşük fiyatla alma konusunda zorluyor mu?” sorusunu ilettik… 

Alberto Pirelli: “Orta ve altındaki segmentler için fiyat çok önemli olmasına rağmen, bizim stratejimiz, teknolojimizle farklılık yaratmak… Yani yüksek teknolojili ürünlere sahip OEM olarak bizlere üretici markalar doğru fiyatı vermek istiyorlar. Ar-Ge ve sürdürülebilir karlılık dahil fiyat seviyemiz, tercih ediliyor. Bu volüm otomobil grubunun dışında da premium ve prestij otomobillerin homologasyonlarında sektörde bir numarayız… Ferrari, Lamborghini, Porsche ve diğer SuperSport markaların neredeyse yollara çıkan her iki modelinden biri Pirelli taşıyor!.. Yüksek hassasiyetle tasarlanan geliştirilen üretilen hızlı otomobillerin lastiklerle tam uyum içinde olmaları gerekiyor. Markalar, orijinal ekipman üreticileriyle tam uyum içinde çalışarak bu süper otomobilleri ortaya çıkarıyor… İki üç yıl süren araştırma geliştirme sürecinde, markalarla birlikte lastiklerimizin özelliklerini oluşturuyoruz… Hem üretime hem de değiştirme sürecinde markalara hizmet veriyoruz. Piyasanın zengin kısmında kalmamıza rağmen; lüks araç kullanıcılarının aracın üstündeki lastiklerle yenileme yapmaları, bizim için ciddi bir avantaj!..”

Pirelli Otomobil Lastikleri A.Ş. CEO'su Gian Paolo Gatti Comini de, “Şu anda Türkiye’de üretim yapan otomobil markalarıyla özellikle teknik anlamda işbirliği içindeyiz… Yeni modellerin performans ve dayanıklılığına en uygun olacak lastiklerin teknolojik araştırmalarını birlikte yapıyoruz. Fiyatlandırma, çoğunlukla ikinci planda kalıyor, önemli olan Türkiye’deki üreticilerin ürün kalite hedefleri!..” diyordu. 

“Otomobillerin çevreye zararlı salım değerleri gibi lastiklerin de emisyonları söz konusu… Pirelli’nin yeşil lastik planları, hangi aşamada?”

Alberto Pirelli: “Avrupa Birliği Çevre Standartları’nın belirlediği limitler ortaya çıkmadan çok öncesinden bu yana 8 yıldır lastiklerimizin üretimden kullanıma çevreye en az zarar vermesi için çalışıyoruz. Kimyasallarla ve nano parçacıklarla uğraşan Ar-Ge birimlerimizin tam konstantre çaba gösterdikleri bu konuda şu anda belirlenmiş sınırların çok ötesine geçmiş durumdayız. Özellikle elektrikli araçların yollara çıkmasıyla araçların ses çıkaran tek yeri lastikler olarak fark ediliyor. O sebeple lastikleri en sessiz ve en az sürtünmeye rağmen en iyi yol tutan olarak geliştiriyoruz. Ayrıca pirinç çeltiği gibi tam doğal materyal ile petrol dışındaki hammaddeler üzerinde de denemeler yaparak ekolojik çözümler üretmeye çalışıyoruz…”

Kendisine sorduğumuz bir başka soru ise; Türkiye fabrikasına yeni yatırımın gelip gelmeyeceği, idi…

Alberto Pirelli: “Bir fabrikanın büyümesi sadece üretim adetinin artması değildir… Yani nicelikle değil, nitelikle de büyür, bir fabrika… Batı Avrupa’nın talep ettiği daha sofistike lastikler için, çok daha yüksek teknolojilerle ve daha kualifiye personel ile donatılan İzmit fabrikamıza şu anda kalite yatırımı yapıyoruz. İşçilik ücretleri Türkiye’de çok düşük olmasa bile verimlilik konusunda dünyanın en iyilerinden biri, Türkiye’dir! Eğer standart lastik üretiyorsanız, yüksek nitelikli çalışanlara da ihtiyaç duymazsınız… Oysa; Türkiye’den süper otomobiller için çıkan kompleks ve yüksek teknolojili lastiklerin üretimi için en yetenekli ekiplerle çalışabiliyoruz. Türkiye’de olabilecek en kusursuz işçilikle 400’den fazla çeşitte en yüksek üstelik tek bir yarış aracının ya da sadece McLaren Senna için özel talepleri bile yerine getirebilecek esneklikte üretim yapabiliyoruz. Diğer yanda genç mühendislere önemle fırsat verdiğimiz Türkiye’de yetiştirdiğimiz ustalaştırdığımız çalışanlar, Romanya’dan Çin’e dünyanın diğer Pirelli tesislerine de ihraç ediliyor…”

“Dünya otomotiv sektörü çok önemli bir değişim içinde… Geleceğin otomobillerine doğru Pirelli’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?”

Alberto Pirelli: “Pirelli’nin açık hedefi, sürekli büyüyen premium segmentin gelecekte de lideri olmak!.. Dijitalleşen otomobillere lastiğin yanında sıcaklık basınç ve aşınma gibi anlık lastik bilgilerin verilebilmesi için çalışıyoruz. Otomobillerin elektriklenmesiyle 2024 yılında 40 ila 70 Milyon elektrikli otomobilin pazarda olacağı ön görülüyor… Son 5 yılda yüzde 9 büyüyen premium araçlar, yüzde 1 büyüyen 1.6 Milyar adetlik dünya lastik pazarının yüzde 10’unu kapsıyor… Bu şekilde bizim yakın gelecekte yapacağımız yatırımlarımızın üçte ikisinin pazarın Hi-End yönünde olacağı ortada!.. Şu anda orta ve alt segment lastiklerimizin üretimini düşürürken, kapasitemizi premium lastiklere doğru çevirmeye başladık… Tüm ciromuzun yüzde 7’sini de premium lastiklerin Ar-Ge’si için harcıyoruz…”

“Pirelli’nin motor sporlarına veya dünyanın en hızlı otomobillerine karlılılığı pek olmayan tedarik sunmasının amacı nedir?” 

Alberto Pirelli: “Motorsporları, öncelikle bizim Ar-Ge alanımız… Özellikle Formula 1 lastiklerinin ekstrem şartlardaki hassasiyeti, bizim tüm lastik türlerimiz için bilgi kaynağı… Diğer yanda F1 lojistiği, yarış içi servisi, dayanıklılık testleri, mühendislerin çalışmaları gibi tüm fonksiyonların bir araya gelmesi, bizim üretimden tedariğe ve dünya satışlarına çok iyi bir modelleme oluyor… Yarış pisti üzerindeki çok kısıtlı zamanlamalarla gerçek dünya tecrübesi geliştiriyoruz!.. Herkesin gözü önündeyken hata yapamazsınız!.. Kompetisyon stresi ile şirketimizin kendisine de birikim kazandırıyoruz. Elbette yarışlara ihtiyaç duyulan teknolojilerin geliştirilmesi ve hazırlanmasıyla günümüzün F1 araçları kadar hızlı bazı prestijli normal yol otomobillerine lastik üretebilmemizi de sağlıyor. Sadece yarışmak ise, Pirelli’nin geleneği, bir DNA’sı!.. Sadece Formula 1 değil, Lamborghini pist kupaları, Junior Ralli Şampiyonası’nda da tek tedarikçiyiz… Yüzlerce motorsiklet şampiyonluklarımız da var… En zorlu şartları karşılayabilen teknolojik lastiklere sahip olduğumuzun kanıtıdır, yarışabilmek!..”

Pirelli’nin uyum stratejisi, her otomobilin teknik gerekliliklerine göre özelleştirilmiş lastikler talep eden dünyanın en prestijli otomobil üreticilerinin tercihi oluyor. Nitekim geçtiğimiz Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenen prestij otomobillerin yüzde 60’ının Pirelli lastiklerle donatılmış olması bunun bir göstergesi. Fuarda her dört premium segment otomobilden birinin Pirelli donanımlı olması da markanın konumunu doğruluyor.

Pirelli'nin yüksek katma değerli segmenti odağına almasında premium lastik pazarının büyüme potansiyeli önemli rol oynuyor. Premium lastik pazarı en hızlı büyüyen segment olarak dikkat çekiyor. Premium olmayan segmente göre büyüme oranı yaklaşık 4 kat daha fazla gerçekleşiyor. 76 milyon otomobil lastiği üretim kapasitesine sahip olan Pirelli'nin 2017 yılında gelirlerinin yüzde 57,5'i yüksek katma değerli lastiklerden sağlanmış. 

Türkiye'de de geçtiğimiz yıl lastik pazarında özellikle premium lastik segmentindeki büyüme dikkat çekmişti. Lastik yenileme pazarının yüzde 15’ini premium lastik segmenti olarak adlandırılan 17 inç ve üzeri jant lastikler oluşturmuş; 2008 ile 2017 yılları arasında 16 inç ve altı jant pazarı yüzde 5 büyürken, 17 inç jant pazarı yüzde 25, 18 inç jant pazarı ise yüzde 45 oranında büyüdü… Bu büyümede özellikle küçük segmentlerde de jantların premium’a doğru kaymasının etkisi olmuş… 

Pirelli'nin premium stratejisinde kültür sanat ve spor da çok önemli bir rol oynuyor.