“İngiltere'de içten yanmalı motorların yasaklanmasına doğru İngiliz markalar teker teker tümüyle elektrikliye geçeceklerini açıklıyorlar... Hatta, en egzotik SuperSport markalar bile... Belki de bu sebeple; V8 motorlara veda etmek üzere olan McLaren’den de, adı “Art” ve "Futura"dan yaratılmış, geleceğin otomotiv sanatı iddiasında V6 hibrit motorlu bir "yeşil" seçenek hazırladı...”
İngiltere, 2030 yılında normal “eski” motorlu araçların satışını yasaklayacağını açıkladığından bu yana özellikle “ada”da üretim yapan markalar, karbondioksit salımı olan asırlık teknolojilerini hızla bir kenara koyup, tam elektriklilere doğru geçişe başladılar. Fakat, ilk adım olarak da, 10 yıl boyunca, hibrit teknolojileriyle “idare” edecekler…
Fakat, McLaren için “elektriklenme” hiç de yeni bir konu değil… HyperCar olarak yıllarca tüm otomotiv dünyasının başını döndürmüş olan 916 beygir gücündeki P1 ve 1.050 HP’lik Speedtail modelleri, birer V8 hibrit idi… Yani, hibrit teknolojisini çevreci olmaktan çok, ekstrem performansa ulaşmak için deneyimlemişlerdi…
Şimdi ise, ilk kez bir V6 ile elektrik motorlarını bir arada kullanarak, hem kısmen çevreci, hem de en yüksek performans hedefinde Artura modelini gösteriyor, McLaren.
Artura, 120 derecelik kendilerinin yepyeni geliştirdiği V6 ile Lityum-iyon bataryaya bağlı elektrik motorlarıyla 0-100 km/h akselerasyonunu 3,0 saniyede ve 0-200 km/h hızlanmasını 8,3 saniyede yapabilecek, maksimumda 330 km/h’ye ulaşabilecek ve tüm bu çılgın verilerin yanında şehir içlerinde de 30 kilometrelik sıfır emisyonlu EV menzili sunan bir Plug-in hibrit…
Yine kendilerinin ağırlıktan tasarruf için geliştirdiği MCLA denilen “McLaren Carbon Lightweight Architecture” karbon fiber şasisiyle kuru 1.395 kg ve DIN 1.498 kg boş ağırlığıyla, en “fit” McLaren olma iddiasına sahip olacak.
350 bar basınçlı yakıt enjeksiyonuna sahip 2.993 santimetreküplük TwinTurbo V6’sından 585 HP 585Nm ile e-motor sisteminden 95 HP 225Nm, yani toplamda 680HP 720Nm potansiyeliyle 0-300 km/h’ye 21,5 saniyede ulaşabilen ve çeyrek mil hesabıyla 0-400 metreyi de 10,7 saniyede geçebilen Artura’nın 8-ileri SSG şanzımanının geri vitesi elektrikli ve şanzımana entegre diferansiyeli de elektronik olarak düşünülmüş. Bu bildiğimiz diğer McLaren’lerden çok farklı teknik yapının suspansiyon tarafında ProActive kontrollü PDC amortisörler ve çok bağlantılı arka aks geometrisi de, çok yüksek hızlarda yanal dinamiklerin iyileştirilmesi gerektiği için geliştirilmiş.
200’den 126 metrede ve 100 km/h hızdan 31 metrede durmasını sağlayan önde Formula 1’lerdeki gibi entegre soğutma kanallarına sahip monoblok 6 pistonlu dövme aluminyum kaliperli 390 ve arkada 4 pistonlu 380 mm’lik karbon seramik diskler, yeni arka aks tasarımının kinematiği ile birlikte çalışarak üstün fren gücü ve stabiliteyi maksimize ediyor.
4.539 mm uzunluktaki bu şarj edilebilir hibrit süper sporcu için İngiltere’de 185.000£ ve Türkiye için olası 700.000£ yani 6,8 milyon ₺ fiyatı konuşula dursun, biz bu en modern McLaren’in ayrıntılarına biraz daha bakalım…
McLaren, 10 yıldan önce tam elektrikli bir model çıkaramayacak olsa da, Artura’nın altındaki karbon fiber şasi içeren tamamen yeni platformu sayesinde 2025 yılına kadar tüm spor otomobil modellerini bu hibrit gibi “elektriklendirme”yi hedefliyor.
Yepyeni bir segment yaratan bu hibrit süper spor otomobil, McLaren serisinde GT ile 720S arasında yer alacak. Ultimate, SuperCar ve GT olarak üç ürün grubunda üretim yapan McLaren’in 6 yıl önce 570S ile başlamış olan Spor Serisi’nin üretimi, GT4’ten esinlenilen 620R modeliyle bu yıl tamamlanıyor. Artura, yeni nesil SuperCar serisinin ilk örneği olarak karbon fiber yapısının üzerinde 500 derecelik çok yüksek sıcaklıkta baskı tekniğine dayalı “SuperForm" adlı bir işlemle oluşturulmuş alüminyum gövdesiyle, kompleks ve büyük parçaların preslenirken malzeme kalınlığından ödün verilmemesi sayesinde torsiyonel rijidite konusunda da aşırı iddialı!.. A-direklerinin ayağından arka camın üst kenarına kadar hem açılı çıtalara hem de yumuşak kıvrımlara sahip tek bir parçadan oluşan tavanı veya büyük yan hava ağzından diğer tarafa tek parçadan oluşan üst arka motor kapağı, araç üstündeki birleşim yerlerinin azlığı hakkında ilk bakışta fark edilen iki örnek…
Ton başına 488 HP’lik iddiasıyla batarya ve elektrik sistemlerinin ekstralarına rağmen, normal motorlu süper spor otomobiller kadar “hafif” olmayı başarmış olan Artura, diğer McLaren’lerden bile yüzde 10 daha hafif olabilmek için kabin içinde bile her dört kablodan birini azaltarak diyete girmiş. Modelin ismini de taşıyan lazerle kesilmiş alüminyum motor ızgarası da perhiz listesinde yer almış. Aslında sekiz silindirli 3,8 litrelik yerine 15 santimetre daha kompakt ve kısa altı yanma odalı 3,0 litrelik motor da bu kilo verme operasyonunun bir parçası sayılabilir. Aracın merkezine daha yakın daha kısa egzost sistemi de, önceki yedi vitesliden 40 milimetre daha kısa olan yeni çift kavramalı şanzıman da, optimum ağırlık için hidrolik direksiyon hariç İngiliz mühendislerin tercihi olmuş.
Debriyaja entegre elektrik motoru ve koltukların arkasında en aşağıya yerleştirilmiş toplamda 88 kg’lık beş modülüyle bataryası, efsanevi McLaren P1'den bile üçte bir oranında daha yüksek kilogram başına enerji yoğunluğu sunabiliyor. Typ-2 tipi bağlantıyla 2,5 saatte yüzde 80’i şarj edilebilen 7,4 kWh’lık batarya, V6 motorla sürüş sırasında da şarj olabiliyor.
Hibrit moddayken turbo gecikmesini ortadan kaldırarak ekstrem performansı yaratan elektrik motorunun, ivmelenmede 8.500 devirde beklenen motor akustiği keyfini bozmaması da düşünülmüş.
Tümüyle elektrikli olarak saatte 120 kilometre hıza çıkabildiğiniz Artura’nın konfor modunda 40 km/h hızların altında içten yanmalı motorunu devre dışı bırakması gibi ihtiyaca göre farklı sürüş modları bulunuyor. Sport ve Track modlarında performansın maksimumu için sistem hızlanmayı menzile göre önceliklendirip “Cyber Tyre” teknolojisini kullanan Pirelli P Zero Corsa lastiklere sahip tekerleklere tam enerji verirken, her iki motor da kesintisiz birlikte çalışıyor.
Kavisli kapıları yükseltilip araca bindiğinizde; sırtları ayrı olarak ayarlanamayan fakat eliptik olarak aşağı ve ileri veya yukarı ve geri elektrikli olarak kayan uzunlamasına ray üzerinde uzunlamasına manuel hareket ettirilebilen çanak şekilli koltukları, direksiyon simidi ve dijital gösterge panelinin tek parçaymış gibi istenilen konuma getirilerek sürücünün ideal pozisyonu bulması sağlanıyor.
Sürücünün gösterge çerçevesinin yanındaki iri düğmeden sürüşü yapılandırabilmesi ve şasi ayarlarını yapabilmesi de, McLaren’in yarışçılık birikiminin sonucu… Orta konsoldaki sürüş seviyeleri için düğmelerin üstünde, kenarındaki bir saat kurma koluna benzeyen düğmeyle çevrilecek kumanda edilen havada asılı gibi duran dik bilgi ekranı için de yenilikçi diyebiliriz…
Spor otomobil sürücüleri için çok önemli olmasa da, OTA denilen Over-the-Air elektronik güncelleme donanımı, entegre araç çalınma takibi, akıllı telefon bağlantıları, şeritten ayrılma uyarı sistemi, uyarlanabilir hız sabitleme sistemi, trafik işareti tanıma, 360 derece kamera ve otomatik uzun farlar gibi çok sayıda modern sürüş destek sistemini bulunduran Artura, yine de değişken Drift kontrolü gibi “adrenalin” özelliklerini eksik bırakmamış. Fakat, minimalist kokpitte direksiyon simidinde tek bir düğmenin bile olmaması, yarışçı karakteriyle biraz tezat gibi…
McLaren’in daha pahalı sekiz silindirlileri bitirirken, elektrik desteğiyle altı silindirlileri onların gücüne çıkarmış olması, markanın uzak gelecekte tümüyle elektrikli olarak neler yapabileceğine de işaret ediyor.
Validated Performance Figures:
0-100km/h 3.0sec
0-200km/h 8.3sec
0-300km/h 21.5sec
¼ mile 10.7sec
Maximum speed (electronically limited) 330km/h
Sonuçta; dünyanın en pahalı hız cezalarına sahip ülkesinden yine dünyanın en hızlı keyif otomobilleri çıkmaya devam edecek!..
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.