“2024 yılında tüm McLaren’ler hibritleşecek olsa da; 57 yıllık yarış tutkusuyla normal yollar için otomobil yaparsan, Elva gibi modellerle sıra dışı olanların bile ötesine geçersin…”
Yeni Zelandalı Bruce Mclaren’in 1970 yılında henüz 32 yaşındayken Goodwood pistinde bir Can-Am ile kazada hayatını kaybedince bugünlerini göremediği McLaren, 182 Formula 1 zaferiyle 12 kez pilotlar ve 8 kez üreticiler şampiyonu olmuştu. 1966’dan bu yana Ferrari’nin ardından en eski ve en başarılı Formula 1 takımı olan McLaren, fazlasıyla süslü yarış geçmişinin üzerine önce 1985’te F1 ve sonra da MP4-12C ile başlayan modelleriyle 2010’dan bu yana “sivil” otomobiller de üretip, pistlerdeki rakiplerine normal yollarda da kafa tutuyor.
P1, 600, 500 ve 700’lerden başka Senna ve Speedtail gibi SuperSport’lardan HyperCar ve Ultimate serileriyle adeta Formula 1 otomobillerinin üstüne kabuk takarak, İtalyan spor otomobillerinin performanslarını geride bırakmaya çalışan McLaren, GT ve MSO özel yapım stüdyolarından da hem yarış takımlarının hem de müşterilerin en çılgın hayallerini süslüyor ve otomobil koleksiyonerlerine paha biçilmeyen özgün ekstrem otomobiller yapıyor.
Elva adı ise, Fransızca "elle va"dan yani “o kız gider” anlamına olsa da, aslında markanın kurucusu Bruce McLaren tarafından geliştirilmiş Grup 7 yarışçısı McLaren M1’in A, B ve C versiyonlarını 1964-1967 arasında üreten Trojan Ltd'in o yıllarda sahibi olduğu Elva Cars’tan geliyor.
Günümüzün Elva’sı, gövdesinin ortasında çift turbolu 815 HP 800 Nm maksimum torklu 4.0 litrelik V8 motor taşıyan bir ultra “üstsüz” otomobil. Pandemi öncesinde 399 adet üretilmesi planlanmış olsa da şimdi 149 adetle sınırlandırılarak değeri ilk 1.5 milyon İngiliz Sterlini fiyatının üstüne arttırılmış olan bu benzersiz İngiliz Roadster’ı, McLaren'in bugüne kadar seri olarak ürettiği en hafif “normal yol” aracı.
McLaren logolu 27 adet üretilmiş M1A ve 1967’nin Can-Am şampiyonu olmuş M6A ile benzer özelliklerle tasarlanmış ve boyanmış olan 2020’nin Elva’sı, 1960'ların yarış pistlerinde yaratılan sansasyonu bu sefer caddelerin trafiğinde yeniden ortaya çıkarmaya çalışacak.
Detaylarda eşiğin üzerindeki güvercin grisi dikey şeritlerin ilk dönem McLaren yarışçılarının rollbarlarının renginde olması, fakat kontrast koltuklar veya yan taraftaki mavi imza gibi diğer ayrıntılarıyla, geçmiş zamanların tasarımlarının modern yorumları olarak fark ediliyor. Filigran 10 kollu jantlar da, Elva’nın günümüz trendlerinde düşünüldüğünü kanıtlıyor.
MSO’da hazırlanmış Elva, aslında retro tasarım olmamasına rağmen tüm teknik özellikleriyle geçmişin 310 beygir gücündeki 4.5 lt V8 motoru ve 551 kg ağırlığıyla 1.78 güç / ağırlık oranına sahip ilk şampiyon McLaren’lerin geçmişteki başarıların anılarını geri getiriyor.
V8 motorunu soğutmak için çok sayıda hava giriş ve çıkışıyla çok ilginç aerodinamiği olan Elva, tasarımcısı Rob Melville’in orijinal tasarımına aykırı olarak sadece bazı ülkelerin yönergelerine uymak için sabit bir ön cam takılıyor. Elva, işlenmemiş karbon gövde parçaları, kırmızı vurgu çizgileri ve kaba dekoruyla hardcore havaya sokulmuş. Kalça ve B sütunu yüksekliğindeki ağızlar gibi Bruce McLaren'in yarış makinalarından ilham alınarak eğri hatlar, tipik ortadan motorlu otomobillerin oranları gibi çizgiler, tasarımını karakterize etmiş. Fakat, modern McLaren’lerden alınmış kısık bakışlı farları ile cephesi çok daha agresif yapılmış olan Elva üstünde o kadar çok girinti, kıvrım ve karakter çizgisi var ki, ışık karoserin nerdeyse her köşesinde kırılıyor.
Karbon fiber şasi üzerine yerleştirilmiş aynı malzemeden dış yüzeyi, sadece acil durumlarda yıldırım hızında yükselen takla barını değil, aynı zamanda Aktif Hava Yönetim Sistemi AAMS’i de gizliyor. Basitçe anlatacak olursak; hava akımını çeşitli kanallardan akıllıca yönlendiren teknolojisi, kokpitin önünde ve yanında rüzgarsız bir alan sanki görünmez bir fanus yaratıyor. Ancak, şehir içi hızlarda değil, çok yüksek hızlarda da AAMS, McLaren Elva'nın kasksız sürülmesine imkan tanıyor. Saatte 100 kilometre hıza 3 saniyenin altında ve 0-200 km/h akselerasyona doğru 6.7 saniyede hızlanırken; bu Roadster’ın AAMS sistemi devre dışı bırakıldığında, o temiz hava kanalları, ön tekerleklerin önünde takılı olan iki düşük sıcaklık soğutucusunun beslenmesinde kullanılıyor. Böylece, yalnızca 7-ileri manuel şanzıman yağının doğru sıcaklığı değil, aynı zamanda turbo şarj havasının soğutulması da sağlanıyor.
Gövdenin içine ve hafifçe yukarı doğru çıkıntı yapan titanyum ve inkonelden yapılmış egzost sisteminin iki çıkış borusu, Elva’ya kendine has homurtuları kazandırırken, çok hassas elektrohidrolik direksiyon sistemiyle de sürücüleri keyif çıkaracak. Sürüş durumuna saliseler içinde tepki veren ve aynı zamanda konfor, spor ve pist gibi temel ayarlara izin veren hidrolik aktif amortisörlere sahip olan McLaren Elva, sadece ayarlanabilir bir stabilite kontrolüyle değil, aynı zamanda araçla limitlerin üstünde oynamak için değişken bir drift kontrolüyle de donatılmış.
En uçta difüzörle birleşen arka aksa kadar uzanan dümdüz alt yapısı da, bu ekstrem roadster’ın sofistike aerodinamiğini tamamlıyor. Difüzörden yukarı doğru dikey çitler, aktif arka spoyler ile birlikte Elva'nın arkasını stabil tutuyor. Her biri özel olarak işlenmiş, titanyum kaliper pistonları tarafından sıkılan karbon seramik ultra hafif 390 milimetrelik disk frenlerin işini ise, McLaren'e özgü “hava fren” sistemi hafifletiyor.
Sürücü ve yanındakinin oturduğu kısım, dış ve içte tek bir parça gibi duruyor. Dihedral açılan kapıların üst kısmı ve koltukların arkasındaki çıkıntılara doğru uzanan orta konsol, kol dayama görevi görürken, motor çalıştırma tuşu ve şanzıman butonlarını da üstünde taşıyor. Konsolun, karbon fiber koltukların ve yolcuların etrafından kapıların üzerine doğru geçişi de, gerçekten çok ilginç bir tasarım detayı. Gösterge paneli ise, vites pedallarını da taşıyan direksiyon kolonunda, direksiyonun derinlik ve yükseklik ayarıyla birlikte hareket ediyor. Kabinde tam ortada duran 8 inçlik dokunmatik ekranının yanında bilgi-eğlence sistemi için çevirmeli bir arayüz kontrolü de bulunuyor.
Elva’nın hafif olmasını isteyenler için aracın donanımında bir audio sistemi dahil edilmemiş. Fakat, isteyenler, ücretsiz olarak sipariş edilebiliyor. Ayrıca standart on kollu jantlar, ultra hafif beş kollu muadilleriyle yine ek ücret ödemeden ve hatta ayrıca Pirelli P Zero tam sportif lastikler de, pist için özel Corsa versiyonlarıyla değiştirilebiliyor. İstenirse ücretsiz olarak gövde lift-sistemi de taktırabiliyor.
Ancak, McLaren Elva'yı geçmişin yarış araçlarının tasarımına dayanan retro görünümlere sokmak, iç mekan için birçok kişiye özel sipariş döşeme ve renk seçenekleri, McLaren Special Operations tarafından sunulan 18 ve 24 karat altın veya platin süslemeler gibi sayısız diğer özgün ekipman, opsiyonel ve çok pahalı olacak. Gerçi, Türkiye’de fiyatı 6.4 Milyon Euro olarak hesaplanabilecek bu abartılı keyif aracının fiyatı içinde aksesuar fiyatlarına pahalı denilmesi biraz göreceli…
McLaren, aslında çok cesur bir İngiliz markası… Formula 1’deki yarışçı ruhu ve rekabet alışkanlıkları, sanki, Ultimate Serisinin bu en yeni modeli Elva üzerinde toplanmış. McLaren’in ekstrem mühendislik sınırlarının ötesini zorluyor olması ve Formula 1'in aerodinamizmiyle tekniğindeki uzmanlığını böylesi bir tavansız araçta ortaya koyması da, yepyeni bir zafer kupasını hakettiklerini kanıtlıyor.
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.