Sakin ve Sürekli Chevrolet

“Chevrolet Avrupa "patroniçe"si Susan Docherty, daralan Avrupa Pazarı'nda halen ilerleyen bir marka olduklarını söylüyor. Sakin ve sürekli...”

Satışların 6 yıldır sürekli düştüğü bir Avrupa pazarı ve orada pazar payını genişleten bir dünya markası, Chevrolet… 

Tam bir yıl önce Chevrolet Avrupanın başına getirilen Susan Docherty, GM içindeki uluslararası satış ve pazarlama yönetimindeki tecrübesiyle Avrupalı markaların ciddi düşüşler yaşadığı 2012'de Chevrolet'yi yüzde 2 gibi bir oranda da olsa, 2011'e göre daha "iyi" yapabilmeyi başardı.

Kendisiyle Detroit NAIAS Chevrolet sergileri arasında buluşabilmiştik. Ve, Türkiye'yi kapsayan sorularımızı iletmiştik.

Dünya markalar sıralamasında Toyota, Ford ve Volkswagen'den sonra 4. sırada yer alan Chevrolet'yi, 3. sıraya taşıma hedefleri içinde, Avrupa ve çevresindeki ülkelere büyük önem verdiklerini anlatıyordu, Susan Docherty… Chevrolet'nin ikonik Amerikan modeller yerine artık ekonomik küresel modellere önem verdiğinin altını çizerken, yine de İstanbul'daki ya da Sao Paolo'daki veya Milano'daki hatta Şangay'daki bir müşterinin "Ooo, bu bir Chevrolet!" demesini amaçladıklarını söylüyordu.

Yani, Chevrolet logosunun "büyüklüğü" ile tercih edildiklerini itiraf ediyordu.

Her ne kadar modeller küresel olarak denk olsalar da, bölgesel pazarlara göre nüanslara sahip olduğunu da belirtiyordu. Örnek olarak da, Cruze'un ABD'de sadece sedan olarak bulunmasına rağmen, Avrupa'da hathback ve station wagon kasalarının da olduğunu gösteriyordu.

Susan Docherty, "Chevrolet Amerikan DNA'sına sahip bir marka. O sebeple Avrupa'da ilk akla gelen otomobillerden değil!" derken, Chevrolet'nin görünürlülüğünü arttırmaları gerektiğini vurguluyordu.

Camaro ve Corvette'in çok fazla fanatiği olduğunu hatırlattığımızda da, Docherty "Ben, Spark, Aveo ve Cruze'un da o Amerikan kahramanları kadar sevilmesini bekliyorum!" diye cevap veriyordu. Fakat, Cruze müşterilerinin tamamının orijinal Amerikan Chevrolet'lerine sempatisi olduğunu da kabul ediyordu.

Chevrolet'nin Avrupa müşterilerinin markayı tercih etmelerindeki birinci sebebin dış tasarım ve stil olduğunu açıklayan Susan Docherty, Chevrolet'nin Avrupalı rakiplerinden çok daha farklı göründüğüne işaret ediyor ve tercihlerde Amerikan orijinaline olan güven ile yüksek standart donanımın da etkili olduğunu, sözlerine ekliyordu.

Türkiye'de olduğu gibi Avrupa'da da artık indirimlerin havada uçuştuğunu, Chevrolet'nin nasıl bir strateji ile "büyümek" istediğini sorduğumuzda ise; Docherty, "Avrupa'da şu an için yüksek arz ve düşük talep ile karşı karşıyayız… İndirim yapmadığımızı söyleyemem, fakat modellerimizin hepsi çok yeni, o sebeple karlılığı zedelemeyecek şekilde hareket ediyoruz. Pazar payı satın almak gibi bir planımız yok!" diyordu. 

"Bu çöküşten bazı ülkeler daha erken kurtulabilir, ancak 2018'e kadar Avrupa Pazarı'nın kendini toplayamayacağını öngörerek, kriz döneminde yılda yüzde 1'lik bir gelişme sağlayabilmemiz ve 5 yıl sonra yüzde 5 büyümüş olmamız bile yeterli! Müşterilerin beklediği doğru ürünleri, dizel seçenekleri ve Trax gibi farklılıkları ortaya koyarak, metodik davranmaya devam edeceğiz!.."

50 yaşında olduğunu hiç göstermeyen Kanadalı Susan Docherty, Chevrolet'nin Avrupa Başkanı ve Genel Müdürü olarak, bir anda hızlı ve dengesiz bir büyümenin yerine, çok daha sakin ve sessiz adımlarla markanın Avrupalıların ilgi alanına girmesini tercih ediyor!..

Agresif davranacak olsalardı, Malibu, Orlando, Captiva ve Volt gibi Avrupa için "zor" modellerinin yerine Onix, Sail ve Spin gibi Asya Pazarları'nda rekor adetlerde sattıkları "daha kolay" modellerle seçenek yaratabileceklerini ve ekonomik modellere sahip tüm Avrupalı markalara daha büyük bir güçle meydan okuyabileceklerini söylüyordu. Fakat, tekrarlayarak "Sessizce sürekli ilerleme (quiet progress) bizler için önemli olan!" diyordu!..

Susan Docherty'nin tüm bunları anlatırken, sözlerine hep "Türkiye hariç" diye başlaması ve Türkiye Pazarı'nın diğer Doğu Avrupa Pazarları da dahil olmak üzere hiçbir ülkeye benzetilmemesi gerektiğini belirtmesi çok ilginçti!.. "Chevrolet'nin Türkiye'deki beğeni ve kabul seviyesine keşke Avrupa'da da  ulaşabilsek!.." diyerek, sohbetimizi tamamlıyordu.

Bu söyleşi. 4 Şubat 2013 tarihli AutoShow dergisinde de yayınlanmıştır.