“Formula 1'deki hibrit “E Performance” tekniğini normal bir yol otomobiline aktarırsanız, ne olur?.. 11.000 devir çeviren 1.000 beygirlik bir elektro-mekanik canavar doğar mı?..”
Otomobiller, teknoloji ilerledikçe daha da ekstrem seviyelere çıkıyor. Her yerde hız limitleri olsa da, Almanya otobanlarının önemli kısmında halen sürat tahditleri yok… Bu yasal çılgınlık için de Mercedes bile bir zirve model hazırlıyor. AMG One, diğer yıldızlı modellerle pek ilgisi olmayan, büyüleyici bir mühendislikle çılgın dinamizm, güç ve enerji maharetine sahip, “otomobilin patenti”nin sahibi markanın asırlık ustalığının son eseri!..
Halen kamuflajlı haliyle son homologasyon ve test aşamalarından geçen AMG One, yarış pistleri üzerinde sadece F1 rekortmeni Lewis Hamilton’u geliştirme pilotu olarak direksiyonuna kabul ediyor. Ultra hızı için elektriğin sihrinden faydalanırken "inanılmaz derecede hızlanıyor ve bir yarış aracı gibi ses çıkarıyor" yorumunu da alıp, vergiler hariç Almanya fiyatı olan 2.75 milyon Euro’yu çok önceden ödemiş sadece 275 müşterisine teslim edilmek üzere bu yıl üretilmeye başlıyor.
1995’te Ferrari’nin F50 için F1 şasi ve V12’sine yaptığı gibi günümüzde Mercedes, birçok teknik zorluğun ardından Project One olarak 4 yıl önce gösterilmiş konseptini artık deneyden gerçeğe çevirdi…
Merkezi Affalterbach olan AMG'nin “bir numara”sı için “trafiğe çıkma izni olan plaka takılabilir bir otomobil, Formula 1'e hiç bu kadar yakın olmamıştı” deniyor!.. Küçücük 1.6 litrelik V6’sı ve dört elektrikli motoruyla, Plug-in hibrit teknolojisi taşıyan, pist tekniğiyle 350 km/h’den yüksek hızları gözüne kestirmiş, üstelik bire bir F1 motoruyla W16’lı diğer hiper otomobilleri sollamaya cesaret ederek…
Daimler’in devasa bütçe imkanlarıyla İngiltere'deki Mercedes-AMG motor sporları dahileriyle Almanya'daki Mercedes ve AMG uzman mühendisleri, bu ultra-kompleks yürür aksamı bir arada çalışmışlar.
Elektrik motorlarından biri F1’lerdeki gibi turboya entegre, diğeri doğrudan V6’ya yerleştirilerek krank miline bağlanmış, her biri 163 HP’lik öbür ikisi de ön tekerlekleri çalıştırıyor. Tam elektrikliyken önden çekerli giden bu konfigürasyon ile değişken dört teker çekişli bu aktarma sistemi, aşırı yüksek tork nedeniyle testlerin planlanandan çok daha uzun sürmesine neden olmuştu.
Ön aksta krank miline düz dişlilerle bağlı iki e-motorun KERS tarzı motor jeneratör ünitesi MGU-K yani kinetik enerjinin geri kazanım fonksiyonu, turbo kompresör türbiniyle egzost arasındaki MGU-H yani termal enerjinin geri kazanımını da sağlayan kompresörü 100 bin devire çıkarıp turbo boşluğunu yok eden 122 HP’lik elektrik motoru, fazla şarj enerjisini bir jeneratör olarak kullanıp bataryalarını doldurma veya akselerasyonu daha da serileştirmek için doğrudan arka elektrik motoruna gönderebilmesi de, bu otomobilin karmaşık yapısının zorluklarına örnekler…
Overboost sırasında 1.150 beygir gücüne ulaşan motorun, şanzımanın, bataryaların, elektrik motorlarının ve hava dolumu için 5 farklı soğutma dolaşım sistemini de unutmayalım…
16 ısıtma diskiyle katalitik konvertörü ve Otto partikül filtresinin kondisyonunu 16 kW’a kadar hazırlamadan motorunu çalıştırmayan ve önce sadece elektrikle yola çıkmanızı veya aracı bir uygulama ile önceden “başlat”manızı gerektiren, “çevreci” özelliklerle de donanmış.
F1’lerdeki gibi aynı hücrelere sahip fakat F1’dekilerden dört misli fazla bataryalarıyla ilk 25 kilometre elektrikli sürüş yapılabiliyor. One'ın DC/DC dönüştürücüsüyle ısıtma panelleri için 48V, normal motoru için 12V ve e-motorlar için 800V olmak üzere üç voltaj seviyesi de notlarımızda bulunuyor.
Böyle bir hypercar için şaşırtıcı derecede geniş kokpitinde ise; karbon fiber konsol ve Alcantara döşeme, ayarlanabilir direksiyon kolonu ve pedallar, yarış tipi şalterler ve kumandalar, geniş LED ekranlar, hidrolik gövdeyi 5 cm yükseltme, otoban ya da pist iki sürüş modu, adaptif olmayan üç amortisör sertliği kontrolleri görünüyor.
“Strat 2” deniler yarış sıralama turları için özel ekstrem kuvvet kodu da olan tamamen elektrikliden hibrit duruma geçişini ayarlayan 5 ayrı programla kullanılan AMG One, i-Boost denilen fren pedalı regülatörüyle harcadığı enerjisini geri de kazanabiliyor. Havalandırmalı dev fren disk ve kaliperleri, lastik türbülansının etki ettiği tüm akışı optimize eden “aero-blade” tasarımlarıyla forje veya magnezyum jantları, çamurluklar üzerindeki sürüş moduna göre açılan lamelleriyle çamurluk panjurları, arkadaki difüzöre hava akışını yönlendiren flaplı düz alt gövde, titanyum bağlantılı çoklu seviyeleri direksiyondaki DRS butonuyla hidrolik olarak ayarlanabilen arka kanadı… Özellikle ön yapısının ve tüm gövdesinin rüzgarı delen basık formu ve hareketli aerodinamik elemanlarıyla yere bastırma kuvveti maksimize edilirken, ayrı ayrı 65 basınç ve konum sensörü, bu otomobilin “yerden kopma”ması için çalışıyor.
Formula 1 yarışçılarındakine benzer geometride düşünülmüş, hem tekerlek dönüşlerini eksiksiz asfalta veren, hem yola AWS ile hatasız tutunan, hem de içindekileri sersemletmeyen sertlikte, yani ödün vermeden azami tutuş için zıtlıkları bir araya getiren “pushrod” suspansiyonu, sürücünün direksiyon hakimiyetini milimetrik korurken sınırlı kaymalı mekanik bir diferansiyelle arka akstaki 680’den fazla beygir gücünün fire vermemesini sağlıyor. Ön tekerlerde de sağ sol tork vektörleme ve yüzde 80'e varan enerji geri kazanım görevi verilmiş. Bu kadar yüksek kuvvet için özel olarak homologe edilmiş, önler için 285/35 R19 ve arkalar için 335/30 R20 Michelin Pilot Sport Cup 2 R lastikler seçilmiş.
Silindire girmeden önce bir bölmede yakıt-hava karışımını önceden ateşleyen türbülanslı jet ateşlemesini destekleyen supap yayları yerine pnömatik supap kontrollü hava yastıkları kullanan V6 motorunun ömrü de, F1 araçlarındaki gibi en fazla dört yarış yerine AMG One’da en az 50 bin kilometre dayanmalı!.. Yani, yarış tekniğinin gündelik kullanılabilecek bir araca aktarılmasındaki en büyük zorluk da, diğer spor otomobiller gibi maksimum performansını sürücünün istediği an çıkarılabilmesi…
F1 motorları gibi yarış başlamadan ısıtılan yağ devresini, normal yol otomobillerinde uygulamak da, aslında imkansıza yakın… F1 motoruna uygun yakıt da, her yerde bulunamayacaktır. O sebeple; bu çok karmaşık yapıdaki motorun normal yakıtlara uyarlanması gerekiyordu… Rölantisi 5 bin devir olan F1'e yakın değerler için, performans ve verimliliği artırmanın ötesine geçen, rölantisi 1.200 devir olan, bu motorun redline’nının dakikada 11.000 devir olması, hayranlık uyandırıyor. Hele; dört e-motoru ve koltukların altındaki 420 kg’lık batarya paketine rağmen karbon fiber monokok şasisiyle sadece 1.2 tonluk ağırlığında olması da cabası…
Dünya şampiyonu bu motorun sürücü ve yanındakinin tam arkasında homurdanarak, bazı iddialara göre 2.2 saniye iddiası olsa da sizi 3 saniyenin çok altında 100'e ve 6 saniyenin altında 200’e ve hatta 11 saniyenin altında 300 km/h hızlara taşıması, otomatikleştirilmiş hidrolik yarış tipi 8-ileri Xtrac şanzımanın düşük ataletli dört plakalı karbon kavramasının tüm bu kuvvetleri taşıması da…
İki aşamalı enjeksiyonu, doğrudan ve manifold enjeksiyonu arasında geçiş yapması da… Üstelik tüm bunların mekanik gürültüsü, boşluk ve alıştırma konturu üzerinde yıllar süren yoğun çalışmalarla azaltılmış.
Evet bu, CLK GTR efsanesinden yıllar sonra modern zamanların Silver Arrow’u!.. F1 W07 aktarma organlarına sahip ortadan motorlu hibrit Mercedes-AMG One, motor sporları premier ligini “sokaklarda” oynamanızı sağlayacak “1” rüya!..
Rakibi var mı?.. Belki, Ferrari SF90!..
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.