“Markalar elbette sürüş güvenliğini geliştiriyor… Fakat, bu teknolojilerin ardında Bosch gibi bir dev tedarikçi var!..”
Sürücü destek sistemleri, geleceğin kendi başına giden otomobillerine doğru geliştirilen otomobil teknolojileri arasında en önemli konu… Bosch, “Yaşam için teknoloji” ürettiğini söylüyor… Faaliyet gösterdikleri tüm sektörlerde bu sloganı odak noktası yapmışlar… Yani tüketicilerin hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyorlar. Elbette sadece kolaylaştırmak yetmez, aynı zamanda daha güvenli hale getirilmesi gerekir… İşte tam da bu nedenle, otomotiv iş kolu, yani yeni adıyla, mobilite çözümleri için ortaya koydukları bir amaçları var. “Sıfır kaza”ya ulaşmak için çalışıyor, bu yönde teknoloji üretiyorlar. Yani geliştirdikleri ürünler, yeni teknolojilerle hayatların kurtarılmasında pay sahibiler… Bu nasıl oluyor sorusunun cevabı da, geliştirdikleri sürücü destek sistemlerinde saklı…
Türkiye’de geçtiğimiz yıl meydana gelen 1.207.354 trafik kazasında 3.685 kişi hayatını kaybetti, 250 binden fazla kişi ise yaralandı. Emniyet Genel Müdürlüğünün bu verilerine göre sürücü kusurları en başta gelen neden olarak gösteriliyor. Bu kusurların başında aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi geliyor. Sürücülerin sıklıkla yaptığı kural hataları arasında, geçiş üstünlüğünü tespit edememe, dönüş hataları, aşırı hız ve hatalı mesafe tahminleri geliyor. Hatalar, sürücülerin kritik durumlarda yanlış kararlar verebilmesinin yanında monoton yol koşullarında sürücünün algı ve dikkatinin düşmesinden kaynaklanıyor. Geçen yaz gerçekleştirilen Bosch Türkiye Otomotiv Araştırmasına göre her 5 kişiden birinde araç kullanımı stres yaratıyor.
Aslında basit önlemlerle önüne geçebilecek bu hatalar, mal ve can kaybına neden oluyor. Örneğin; Almanya’da yapılan çalışmalar, yaralanmayla sonuçlanan arkadan çarpmalı kazaların yüzde 72’sinin sürücü destek sistemleri kullanılarak önleneceğini gösteriyor. Bir diğer örnek de, ESP’nin, kayma nedeniyle oluşan kazaların yüzde 80’ini engellenebilmesi…
Bosch, son teknoloji kullanarak geliştirdiği sürücü destek sistemleriyle “sıfır kazaya” ulaşmayı hedefliyor. Ürettikleri radar ve video sensörleri sayesinde araçlar artık hem birbirlerini hem de çevrelerini görüyor, hızlı müdahale ederek, sürücüler kadar iyi düşünebiliyorlar…
Sıfır kaza vizyonu ve geliştirilen tüm sürücü destek sistemleri, bir adım ileriye, otonom sürüşe doğru gelişiyor… Yani otomobillerin artık insan yönetiminden çıkıp, kendi kendilerine sürüş yapar hale gelmesi anlamına geliyor. Otonom sürüşte sürücüler aracı direksiyon aracılığıyla kontrol etmek yerine bu sürede sakince bir gazete okuyabilecek, maillerine cevap verebilecek veya yapmaları gereken herhangi bir iş için hazırlık yapabilecekler. Günümüzde, Bosch, 0-60 km/h arasında Yoğun Trafik Destek Sistemi ile kısmı otonom sürüş yapabilen otomobiller için üretim yapmaya başlamış durumda… Yakın gelecekte de tam otonom sürüş yapabilen araçları günlük yaşantımızda göreceğiz. Yani bir dönem hayranlıkla izlediğimiz “Kara Şimşek” dizisi gerçek olacak…
Diğer yanda, güvenli sürüşün gizli kahramanları olan sensörlerin de hayatımızda başka yerlerde olduğu da hatırlanmalı…
Otomobillerden ev aletlerine, makinelere kadar her şey artık daha hassas, akıllı ve iletişime açık. İster otonom sürüş, ister akıllı evler; artık konfor, güvenlik ya da verimlilik anlayışı geleceğin ta kendisi… Bosch, bu değişimdeki teknik çerçeveyi belirliyor. Bu değişimlerdeki en önemli alanlardan biri de sensör teknolojisi… Ve bu teknoloji, Bosch’un önemli iş alanlarından biri… Bosch, Mikromekanik sensör teknolojisinde global pazar lideri olarak donanım ve yazılım uzmanlığını bir arada kullanıyor. 2013’te 1 Milyardan fazla sensör üreten, 2014’te ise 1.3 milyar adet üretmiş olacak olan Bosch, dünyada her iki akıllı cep telefonundan birisinde kendi sensörlerinin kullanıldığını söylüyor… Bu da yaşamın her alanı için teknoloji sağlayan ve günümüzün en önemli konularından biri olan akıllı yaşamı insanlara sunmayı amaçlayan Bosch’a büyük bir fırsat teşkil ediyor. Önümüzdeki yıl internete bağlı cihaz sayısının 7 milyara yakın olacağı düşünülürse akıllı yaşamın hayatımızın ne kadar büyük bir kısmını kapsayacağını hayal edebiliriz. Daha akıllı cihazlar daha az kaza anlamına da geliyor. Günümüzde Bosch teknolojisiyle akıllı cep telefonunuzla otomatik park yaptırabilirken, önümüzdeki yıllarda akıllı cep telefonunuzla hem park hem de elektrikli aracınızı sarj istasyonuna gönderecek komutlara sahip olacağız. Güvenli sürüşten daha akıllı yaşama artık her şey birbirine çok bağlı… Hiçbirini birbirinden ayrı düşünmemek, teknolojilerin bunlara göre geliştirilmesi gerek!..
Otomotiv sektörüne sunulan güvenli sürüş teknolojilerini her yıl trafiğe çıkan milyonlarca sürücüyü kazalara karşı koruması yönünde geliştiren Bosch, araçlarda zorunlu kılınan Elektronik Stabilite Programı (ESP)’nin temel teknolojisini oluşturduğu, otonom acil frenleme sistemi (AEB) Adaptif Hız Sabiteleyici (ACC), Şerit takip sistemi ve park destek sistemi gibi güvenli sürüş alanındaki gelişmiş sürücü destek sistemlerini uzmanlar eşliğinde, bağımsız kuruluşlar Thatcham Research Center, Driving for Better Business ve MIRA iş birliğiyle EuroNCAP standartlarında test ettiriyor.
Kasım 2014’ten itibaren geçerli olan ESC (Elektronik Denge Kontrolü) frenleme sistemlerine yönelik zorunluluk, şasi sistemi mühendislerinin Otonom Acil Frenleme, Adaptif Hız Sabitleme, Şerit Koruma ve Park Desteği gibi ek güvenlik ve sürücü destek sistemlerini birbirine bağlamasına imkân veriyor.
EuroNCAP puanlama sistemi, bir dizi yeni test protokolünden yararlanarak 2014 yılından itibaren sürücü destek sistemlerine yönelik koşullar da içerecek. Otomotiv sigortacıları tarafından oluşturulan ve kar amacı taşımayan araştırma merkezi Thatcham da Otonom Acil Frenleme Sistemleri’nin öneminin altını çiziyor. Thatcham’a göre, bu sistemler kazaların, maddi hasarların ve sigorta hasar taleplerinin azaltılması konularında gerçek bir fırsat oluşturuyor.
Bosch, trafikte ölümlü kazaları azaltmayı amaçlayan “sıfır kaza” vizyonu çerçevesinde, sürücülerin konforunun yanı sıra, güvenliğini de sağlayan “sürücü destek sistemleri”ni sunmaya devam ediyor. Sürücülerin yorgunluğunun başladığını algılayarak uyarı veren, fren pedalına geç basma ya da hiç basmama nedeniyle gerçekleşen arkadan çarpmaları en aza indiren, şerit değiştirme ya da şeritte kalmada sürücüye destek veren sistemler, çoğu zaman yaşam kurtarıyor. Sadece Almanya’da geçen yıl tescil ettirilen 2,95 milyon yeni otomobilin 680 bini yorgun sürücüleri herhangi bir kazaya yol açmadan önce uyaracak sürücü destek sistemine sahip bulunuyor.
Sürücü Destek Sistemleri Türkiye’de Pek Bilinmiyor
Bosch Türkiye tarafından gerçekleştirilen ve sürücü destek sistemlerinin bilinirliğine ışık tutan “Otomotiv Araştırması”na göre, sürücülerin çoğu son 1 yılda tehlikeli durumlarla karşılaştığını belirtiyor. Bu durumlar arasında, yüzde 77 ile ani fren yapma, yüzde 54’le fren yapmak ya da manevra yapmak arasında ikilemde kalmak, yüzde 48’le şerit değiştirirken arkadan gelen aracı görmemek, yüzde 44’le park yerinden çıkarken yoldaki aracı görmemek ve yüzde 31’le dönüş yaparken gelen aracı görmemek yer alıyor. Buna rağmen, sürüş güvenliği sağlayan ve yaralanmalı / ölümlü kazaların önüne geçen sürücü destek sistemleri sürücüler tarafından pek bilinmiyor.
Sürücü Destek Sistemleri Euro NCAP Puanlamalarına Girdi
Sürücü Destek Sistemleri; çarpma testleri düzenleyen ve motorlu araç satın alan tüketicilere otomobillerin güvenlik performansları hakkında bağımsız değerlendirmeler sağlayan Euro NCAP’in yeni puanlama sistemi tarafından da teşvik ediliyor. Puanlama sisteminde, prediktif acil frenleme ve şerit koruma destek sistemlerinin kullanımı artı değer sağlıyor.
Sürücü destek sistemleri ile ilgili bilgi veren Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young, bu sistemlerin sıfır kazaya giden yolda önemli bir adım olduğunu söylüyor. Sürücü destek sistemlerinin gelecekte daha tehlikeli koşullarda dahi sürücülere yardımcı olacağını belirten Young “Sürücü destek sistemleri yakın gelecekte, tehlike karşısında araçların sürücüden bağımsız hareketlerine olanak sağlayacak ve tehlikelerle karşı karşıya kalmalarını önleyecek. Yapılan her yenilikle birlikte kullandığımız araçlar bizleri daha kazasız sürüş şartlarına ve otonom sürüşe götürüyor” dedi. Young sözlerine şöyle devam etti: “Sürücü destek sistemleri ve bir sonraki adım olan otonom sürüş, trafik kazalarının ve bu kazalar nedeniyle yaralanma / ölümlerin daha az yaşanacağı, trafik sıkışıklıklarının yanı sıra, motorlu araçlardan doğaya salınan zararlı egzoz emisyonlarının azalacağı bir gelecek vaad ediyor.”
Trafik Kazalarının Yüzde 90’ı İnsan Hatası Yüzünden Oluyor
Yaşanan trafik kazalarının yaklaşık yüzde 90’ı insan hataları nedeniyle meydana geliyor. İnsan hatalarının başında ise, sürücülerin trafikteki risklerin farkına varmaması, yaşanan ani durumların doğru değerlendirilip hızlı reaksiyon verilememesi ya da müdahale edilememesi geliyor. Steven Young “Geçtiğimiz yıl meydana gelen 1.207.354 trafik kazasında 3.685 kişi hayatını kaybetti, 250 binden fazla kişi ise yaralandı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu verilerine göre sürücü kusurları en başta gelen neden olarak gösteriliyor. Sürücü kusurları arasında, aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu direksiyon hakimiyetininin kaybedilmesi en başta gelen etken olarak yer alıyor. Sürücülerin sıklıkla yaptığı kural hataları arasında, geçiş üstünlüğünü tespit edememe, dönüş hataları, aşırı hız ve hatalı mesafe tahminleri geliyor. Hatalar, sürücülerin kritik durumlarda yanlış kararlar verebilmesinin yanında monoton yol koşullarında sürücünün algı ve dikkatinin düşmesinden kaynaklanıyor” dedi. Bosch Türkiye Otomotiv Araştırması da, araç kullanan her 5 kişiden birinde araç kullanımının stres yarattığını ortaya koyuyor.
Sürücü destek sistemleri, yaşanan kazaların sıklığını, yaralanmalı, ölümlü kazaların sayısını ve bu kazalar sonucu yaşanan maddi kayıpları minimuma indiriyor. Ayrıca, bu sistemler sürücülerin üzerindeki stresi ve trafik sıkışıklığını önleyerek daha keyifli bir sürüş sağlıyor. Young “Bir otomobilde önde gelen güvenlik sistemlerinin başında ESP geliyor. Yapılan çalışmalara göre, ESP kayma nedeniyle oluşan kazaları yüzde 80’e varan oranda engelleyebiliyor. Bu nedenle de, bu ay itibarıyla ESP, Avrupa’da tüm yeni tescil edilen araçlarda ve Türkiye’de ise yeni tescil edilen tüm binek ve 1,3 tonun altındaki ticari araçlarda isteğe bağlı olmaktan çıkıp standart ekipman haline geliyor” dedi.
Bosch Araçların Sürücüler Kadar İyi “Düşünebilmesini” Sağlıyor
Bosch sürücü destek sistemleri, aktif güvenlik sistemleri ve pasif güvenlik sistemleri olmak üzere üç kategoride 22’nin üzerinde çözüm sunuyor. Araçların çevrelerini nasıl göreceklerini ve algılayacaklarını kademeli olarak öğrenmek için yararlandığı video ve radar sensörlerini üreten Bosch, 2014 yılı sonuna kadar 1,3 milyar adet radar ve video sensörü satışını hedefliyor. Bosch, güçlü bilgisayar destek sistemlerinin hızlı tepki vererek sürücü kadar iyi düşünebilmesini de sağlıyor.
Yeni otomobillerde en sık kullanılan destek sistemleri şöyle sıralanıyor:
- ACC ve ACC Stop & Go: Yeni çıkan tüm arabaların yüzde 4’ünde bulunan ACC ve ACC Stop & Go ağır trafiğe rağmen rahat sürüş sağlıyor. Adaptif hız sabitleme (ACC) bir radar sensörüyle birlikte çalışarak, ağır trafikte dahi öndeki araba ile önceden belirlenmiş güvenlik mesafesini koruyor. Sistem, otomatik olarak gaz ve frenleme yaparak hızı trafiğin akışına göre ayarlıyor, pürüzsüz ve yakıt tasarruflu bir sürüş sağlıyor. Stop & Go sürümünde ise, ACC trafik sıkışıklığında otomobili yavaşlatıyor, hatta tamamen durduruyor. Otomatik şanzımanlı araçlarda ise, kısa duraklamanın ardından trafik hareketlendiğinde motoru yeniden çalıştırıyor.
- Yol İşareti Tanıma: Almanya’da tescil edilen araçların yüzde 4’ünde bulunan sistem yol işaretlerini tanıyor. Bir video kamera trafik işaretlerini okuyarak ilgili bilgiyi gösterge tablosunda sembol şeklinde sunuyor. Bosch ayrıca, akıllı telefon kullanıcılarına yönelik, telefon kamerasından yol işaretlerini tanıyan yol işareti tanıma çözümü “myDriveAssist”i de ücretsiz olarak kullanıma sunuyor.
- Şerit Desteği: Yeni araçların yüzde 10’unda bulunan Şerit Destek Sistemi, sürücü şeritten kasıtlı veya kasıtsız olarak ayrıldığında, sürücüyü uyararak kazaların önüne geçiyor. Almanya’nın GIDAS kaza veri tabanına göre, şerit koruma desteği, şeridi kasıtsız olarak terk eden arabaların yol açtığı kazaları yüzde 28’e varan oranda engelleyebiliyor.
- Otonom Acil Frenleme: Yeni araçların yüzde 11’ inde bulunan sistem, muhtemel bir engel tespit ettiğinde, yardımcı frenleme sistemini acil durma için hazırlıyor veya sürücü tepki vermediğinde otomatik olarak frenleme başlatıyor. Yapılan çalışmalar, tüm araçlarda otomatik acil frenleme sistemi olsa, Almanya’da yaralanma ile sonuçlanan tüm arkadan çarpmalı kazaların yüzde 72’ye varan oranlarda engellenebileceğini gösteriyor. 2016’dan itibaren, Euro NCAP’in en yüksek notu olan beş yıldızı kazanmak için bu sistem zorunlu hale gelecek.
- Akıllı Far Kontrolü: Tüm yeni arabaların yüzde 20’sinde bulunan Akıllı Far Kontrolü, taşıt gece vakti ya da tünel içerisinde sürülürken, yardımcı kısa farları gerektiği şekilde otomatik olarak açıp kapatıyor. Eğer far kontrolü önde herhangi bir taşıt ya da karşıdan gelen bir araç görmüyorsa, uzun farları da otomatik olarak açıp kapatıyor. Dahası akıllı far kontrolü yolun gidişatına göre ayarlanabiliyor veya sürekli kısa ve uzun farlar arasında gidip gelebiliyor.
- Yorgunluk Tespit Sistemi: Tüm yeni araçların yüzde 23’ünde bulunan Yorgunluk Tespit Sistemi, direksiyon başında mikro uyku, azalan konsantrasyon ve yorgunluk gibi sürüş güvenliği açısından son derece tehlikeli olan durumların ilk işaretlerini erkenden tespit edebiliyor. Bosch’un Yorgunluk Tespit Sistemi, yorgunluğa özgü kalıpları yakalamak için, direksiyon açı sensörü veya elektrikli direksiyon kullanımından yararlanarak sürücünün direksiyon kullanma davranışını sürekli olarak analiz ediyor. Sistem aynı zamanda her türlü ani, küçük direksiyon hareketlerini de fark ediyor. Ardından sürücüye uyuklamaya başlamadan önce bir mola vermesi için sesli veya görsel bir uyarı gönderiyor.
Mobilite Çözümleri, Bosch Grubu’nun önde gelen iş kollarından biridir. Bu işkolu 2013 mali yılında 30,6 milyar Avro satış gerçekleştirdi ve tüm grup satışının yüzde 66’sını oluşturmaktadır. Bu durum Bosch grubunu lider otomotiv tedarikçi firmalardan biri yapmaktadır (Muhasebe yönetmeliğindeki değişiklik sebebiyle, 2013 finansal verileri ancak 2012 yılının belirli bir kısmı ile karşılaştırılabilir.). Mobilite Çözümleri’nin çalışmaları; içten yanmalı motorlar için enjeksiyon teknolojisi, alternatif güç aktarım konseptleri, verimli ve ağ tabanlı güç aktarım çevre birimleri, aktif ve pasif güvenlik sistemleri, sürücü destek ve konfor fonksiyonları, araçtan araca ve Car2X gibikullanıcı dostu bilgi-eğlence sistemleri ve otomotiv yedek parça için kavramlar, teknoloji ve hizmetleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bosch mobilite çözümleri, bugüne kadar Elektronik Motor Yönetimi, ESP® elektronik denge programı ve common-rail dizel teknolojisi gibi birçok yeniliği hayata geçirmiştir.
Bosch Grubu, dünyanın önde gelen teknoloji ve hizmet tedarikçisidir. 2013 yılında yaklaşık olarak 281 bini aşkın çalışanı ile 46,1 milyar avro tutarında satış gerçekleştirmiştir. ( Muhasebe yönetmeliğindeki değişiklik sebebiyle, 2013 finansal verileri ancak 2012 yılının belirli bir kısmı ile karşılaştırılabilir) Bosch Grubu; Mobilite Çözümleri, Sanayi Teknolojileri, Dayanıklı Tüketim Malları ve Enerji ve Bina Teknolojileri olmak üzere 4 ana sektörde faaliyet göstermektedir. Bosch Grubu, Robert Bosch GmbH ve 50’nin üzerinde ülkedeki 360’dan fazla bağlı bölgesel şirketinden oluşmaktadır. Satış ve servis ortakları da dâhil edildiğinde, Bosch yaklaşık 150 ülkede temsil edilmektedir. Bu dünya çapındaki gelişme, üretim ve satış ağı daha fazla büyümenin temelidir.
Bosch, 2013 yılında Ar-Ge’ye 4,5 milyar avro yatırım yapmış ve dünya çapında 5 bin patent başvurusunda bulunmuştur. Bu, günde ortalama 20 patent anlamına gelmektedir. Bosch Grubu etkileyici ürün ve hizmetler tasarlayarak, hem inovatif hem de faydalı çözümler sunarak yaşam kalitesini artırmayı amaçlamaktadır. Böylelikle, şirket dünyanın her yerinde “yaşam için teknoloji” sunabilmektedir.
CARSNEWS.TV, Okan ALTAN ve Teknoart Bilişim İşbirliğiyle yayınlanmaktadır.